Aynı gün içinde 4 mevsimi birden yaşadığımız, birbirinden güzel 9 grubun aynı sahneyi paylaştığı bir festival : Bosphorus Metal Fest!

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen ve gelenekselleşmeye doğru giden Bosphorus Metal Fest, 21 Eylül 2024 tarihinde İstanbul Küçükçiftlik Park sahnesinde yeniden sevenleriyle buluştu.

INHUMAN DEPRAVITY

Tüm olumsuz hava koşullarına karşı, yağmur çamur demeden yarın yokmuşçasına eğlendiğimiz festivalin ilk ateşini güçlü bir açılış ile giriş yapan yerli grup Inhuman Depravity yaktı. Ardından Çekya’nın havasını death metal ile harmanlayıp festivale getiren Tortharry ve Hypnos, ülkemizde adından sıkça bahsettiren yerli grup Moribund Oblivion, İsviçre’den gelip sahne kostümleriyle merak uyandıran Schammasch, İskandinav ruhunu sonuna kadar hissettiren Norveçli grup Ancient, Hollanda’dan ortalığı kasıp kavuran Legion of the Damned, yine İsviçre’den sahneyi domine etmek üzerine gelen endüstriyel black metal grubu Samael ve son olarak kapanışı yapacak olan Alman thrash metal efsanesi Sodom yaptı kapanışı.

(Inhuman Depravity-Bosphorus Metal Fest- Foto: Burak Baban / Live Metal Shots)

Festival günü, sabahın yedisinde yola çıktım Bursa’dan İstanbul’a. İstanbul’da beni önce şiddetli bir yağmur, ardından da festivalin başlamasına birkaç saat kala oluşmuş olan bir kuyruk karşıladı.  

Her festivalde olduğu gibi herkes şimdiden birbiriyle kaynaymış, bazıları öğleni beklemeden birasını eline almış, yaş farkı farketmeksizin bir çoğunluk da kendilerini yoğun bir müzik sohbetine kaptırmıştı. Festival alanında kapı açılışının belirlenen saatten geç yapılmasıyla birlikte herkes olabildiğince çabuk içeriye atmaya çalıştı kendisini. Festivalin erken bir saatte başlaması ve hava koşulları nedeniyle normalin çok altında olarak beni şaşırtan kalabalık, kapılar açıldığı gibi yerlerini almaya başladı.

Kimileri sahne önünde yerini kapmış, kimileri yiyecek – içecek standlarına koşturuyor, kimileri de gördükleri tanıdıklarına kucak açıyordu. Gelen insanların üzerindeki grup merch’lerine bakıldığı zaman büyük bir çoğunluğun hangi konseri beklediğini anlamak güç değildi.

Herkesin amacı bir, herkes bir bütünü oluşturuyordu.

Henüz yerleşmiştik ki Kadıköy’den gelen death metal grubu Inhuman Depravity bizleri bekletmeden güçlü bir açılış yaptı. Ege Karadayı’nın brutal vokalini duymamla birlikte sahnenin önünde yerimi almam bir oldu. Her festivalde olduğu gibi arada teknik problemler yaşansa da tüm grup üyeleri sahne performansları ile bunları örtmeyi başarmıştı fikrimce. Böylesine büyük bir sahnede hemcinsimi sahnede böylesine devleşmiş görmek çok büyük bir gururla izlememi sağladı kendilerini. Oldukça da başarılıydılar. Konserlerinin ardından festival alanında Ege Hanım ile kısa sohbet etme fırsatı bulduğumda sahnede büründükleri sert kişilik uçup gitmiş, yerine oldukça mütevazı ve zarif bir kişilik gelmiş, sohbetimizi büyük bir içtenlikle ilerletmişti.

TORTHARRY, HYPNOS, MORIBUND OBLIVION

Ufak bir aradan sonra, bu sefer de Çekya’dan gelen 3 kişilik death metal grubu Tortharry aldı sahnede yerini.  1991 yılından bu yana 12 albüm çıkarmış ve hala aktifliğini koruyan Tortharry, 3 kişilik kadrosuyla sahneyi doldurmayı gayet güzel şekilde başarmış, ara ara İstanbul’da olmaktan ne kadar mutlu olduklarını dile getiriyordu. Sahnede kaldıkları 40 dakikanın ardından yerlerini Çekya’dan birlikte geldikleri Hypnos’a bıraktılar.

(Tortharry-Bosphorus Metal Fest- Foto: Burak Baban / Live Metal Shots)

Festivalin ruhunu bir anda değiştiren konser Hypnos oldu fikrimce. Kendilerinin de dediği gibi Çekya’nın havasını ülkemize getirdiler. Sahneye adımlarını atar atmaz tekrar başlayan şiddetli yağmur, müziklerinin melankolisiyle harmanlanmıştı. Yağmurla birlikte kendilerini kapalı alanlarda güvenceye almak isteyenlere karşın, ben de dahil kalabalığın büyük bir çoğunluğu sahne önünde kalmaya devam etti.

(Hypnos-Bosphorus Metal Fest- Foto: Burak Baban / Live Metal Shots)

Sırılsıklam olmuş bir seyirci ve onlara sahnede eşik eden melankoli birleştiğinde aynı amaç için bir araya toplanmış insanların her koşulda amaçlarına ve kültürlerine bağlı olduğunu görmek eminim ki festival alanındaki herkeste bağlılık hissini bir hayli uyandırmıştır. Yağmur, çamur demeden mosh pit’e katılanlar, bundan güç alarak sahne performanslarına yansıtan Hypnos, sahnede kaldıkları yaklaşık 1 saatin ardından sanki planlanmışçasına yağmuru da kendileriyle götürerek sahneden ayrıldı.

( Umarım ki bu 1 saatin ardından kimse evine hasta olarak dönmemiştir. )

Havanın düzelmesiyle keyiflenmiş ve kendilerine dinlenecek köşe arayan kalabalık, kendilerini yine festivaller aracılığı ile birkaç kez dinlemiş olduğum, 1999 yılından bu yana 8 albüm ve 3 ep çıkarmış, ülkemizde ve Avrupa’da adından sıkça bahsettiren yerli black metal grubu Moribund Oblivion’un çıkmasıyla dikkatlerini yeniden sahneye vermişti. Saat henüz geç olmamasına rağmen ayakta durmaktan halim kalmamış olsa da sahnede onlara eşlik eden alevlerle birlikte sahnede kaldıkları yaklaşık 50 dakikayı aralarda ettikleri teşekkürler, konuşmalar ve sahne performanslarıyla dolu dolu geçiren Moribund Oblivion black metal sevenlerin beklentilerini bir hayli karşıladı fikrimce.

(Moribund Oblivion-Bosphorus Metal Fest- Foto: Burak Baban / Live Metal Shots)

SCHAMMASCH, ANCIENT, LEGION OF THE DAMNED

Moribund Onlivion’un ardından sahnede giydikleri etnik kostümleri, siyah yüz boyaları ve gizemli tavırları ile İsviçre’den Schammasch aldı sahnede yerini.

Sahneye çıktılar, arkalarını seyirciye döndüler ve daha da merak uyandırıcı bir etki yarattılar.

Kostümlerinden ve makyajlarından dolayı beklentilerimi çok yüksek tutmuştum ancak Schammasch’ın kostüm ve makyaj hazırlığı ne kadar takdire şayan olsa da sahne performansları benim için bunların altında kaldı.

(Schammasch-Bosphorus Metal Fest- Foto: Burak Baban / Live Metal Shots)

Yine de iyi bir setlist ve sahnede kaldıkları 40 dakikanın ardından seyircisini memnun ve elleri havada şekilde uğurlayan Schammasch yerini Norveç’ten gelmiş ve İskandinav ruhunu sonuna kadar bize hissettirmiş olan black metal grubu Ancient’e bıraktı yerini.

İlk kez Türkiye’de bulunan, selamlama ve teşekkürlerini dahi brutal vokalden çıkmayacak yapan Ancient, kendilerini izlediğimizce Norveç’ten gelmemiş olsalar dahi Norveç’ten gelmiş olduklarını düşüneceğimiz, alıştığımız black metal profiline tavırları ile ironik ve mizahi bir hava katarak devam ettirdi sahnede bulundukları 50 dakikayı.

(Ancient-Bosphorus Metal Fest- Foto: Burak Baban / Live Metal Shots)

Hava kararmaya başlamış, sahne önüne toplanan insan sayısı artmış, birazdan sahneye çıkacak grup hakkında fısıldaşmalar başlamıştı.

Ancient’ten sonra bizleri bekleyen grup Legion of the Damned idi.

1992’de OCCULT adıyla kurulan ve 2006’ya dek bu isimle pek çok albüm çıkaran, ardından Legion of the Damned adını alarak yoluna devam eden Hollanda’lı thrash metal, death metal ve belli oranda da black metali güzelce harmanlayan grup özenle hazırlanmış bir setlist, sağlam bir vokal ve korku, kıyamet, karanlık okült ve dini temalara atıfta bulundan şarkı sözleriyle bir hayli hareketlendirdi izleyicisini.

(Legion of The Damned-Bosphorus Metal Fest- Foto: Burak Baban / Live Metal Shots)

Ne zaman kafamı izleyiciye çevirsem küçük mosh pit’ler kuruluyor, siyah deri ceketlerin arasında savrulan uzun saçlar ve havada olan eller görüyordum. Ara ara, grubun bir süre üzerinde olan Sodom etkisine de şahit olduk.  Yenilik arayışına girmemiş, bulunduğu çizgiden çıkmayan riffler ile çiğ, agresif ve iyi prodüksiyonla sunulan, kanımızı kaynatan bir sahne performansı yaşattı bize Legion of the Damned.

AĞIR TOPLAR SAMAEL VE SODOM

Ve gecenin en sağlam konserlerinden, üzerine yazmak için sabırsızlandığım, sahnede oldukları süre boyunca beni hayretler içinde bırakarak bir saniye olsun gözümü ayırmadan izlediğim İsviçre’li endüstriyel black metal grubu Samael.

“Tanrı’nın  zehri” anlamına gelen Samael daha önce izlediğim hiçbir grup gibi değildi.

(Samael-Bosphorus Metal Fest- Foto: Burak Baban / Live Metal Shots)

Güncel olarak gitar ve vokalde Vorph, klavye ve davulda Xytraguptor, yine gitarda Drop ve bassta Ales olacak şekilde 1987’den bu yana aktif olarak konserlere devam eden bu 4 kişilik grup daha önce görmediğim bir senkronizasyona sahipti. Aralarındaki sinerji ve sıradışı müzisyenlikleri, Vorph’un çok öne çıkmayan gitarı ama gayet ön planda olan vokalleriyle, ışıklandırmalar, alevler ve müzik, grubun buna uyum sağlayan koreografisi ile birleştiğinde izleyici için adeta hem müzikal hem de görsel bir şölen yaratıyordu. Grubun geçmişini biraz incelediğimizde grubun müzikal kariyerini etkileyebilecek kadar ciddi bir Hindistan ziyareti var. Karanlık, mistik ve gizemli yanlarında bunun etkisinin yüksek miktarda olduğunu, bunu da kendi çizgilerinden çıkmayacak biçimde bize aktardıklarını görebiliyoruz. İlk şarkılarında kendi aramızda “bateri ne zaman girecek yahu?” diye düşünürken Xytraguptor’ın bir anda klavyeden davula geçmesi ile birlikte yaşadığım şaşkınlığı çok net hatırlıyorum. 4 kişi olmalarına rağmen sahneyi böylesine güçlü doldurmak her grubun harcı değildir. Ülkemizde yeniden bir konser için gelecek olurlarsa mutlaka anında biletimi alacağım ve sizlerin de hayatınızın bir evresinde mutlaka izlemeniz gerektiğini düşündüğüm bir performanstı.

Samael’den sonra ufak bir ara ile yorgunluğumuzu atıp, herkesin merakla beklediği ve kimilerinin de enerjisini bu konser için sakladığı Alman thrash metalin öncülerinden olup Kreator, Destruction ve Tankard gruplarıyla beraber ‘‘Büyük Teutonic 4” (The Big Teutonic Four)”den biri olan Sodom’u beklemeye başladık. Bu gruplar bir yana, Sodom’un da bende ayrı bir yeri vardır.  1981 yılından bu yana hız kesmeden üreten, çizgisini bozmadan ilerleyen, thrash, speed, black metali harmanladığı ilk dönemindeki çiğ, vahşi ve agresif yanı ilerleyen vakitlerde çok daha ekstrem yönlere sapacak gruplara da ilham vermiş olup bu sayede underground ortamların da en saygı duyulan isimlerinden olmalarını sağlamıştır.

(Sodom-Bosphorus Metal Fest- Foto: Burak Baban / Live Metal Shots)

Her neyse, biz gelelim kendi Sodom deneyimimize;

Sodom’un sahneye çıkacağı saate yaklaştığımızda artan kalabalık ile birlikte herkes gözlerini sahneye kilitlemiş, sahne yakınlarından gelecek olan en ufak seste heyecanlanıyordu.  Vokalde ve bas gitarda Tom Angelripper, davulda Toni Merkel ve gitarlarda Frank Blackfire ile Yorck Segatz’ın yer aldığı 4 kişilik dev kadro ile dinleyicilerini fazla bekletmeden alkışlar içinde sahneye çıkan Sodom, sahnenin mavi ışıkları arasında, ara ara seyircilerine verdikleri içten selamlar ve Procession to Golgatha şarkıları ile yaptıkları güçlü girişin ardından Nuclear Winter, The Saw Is the Law, Agent Orange, Outbreak of Evil gibi önemli parçaların da bulunduğu setlist ile tempolarını düşürmeden 1 buçuk saatlik efsanevi bir konser deneyimlettiler bize.

Yorgun olanın dahi yorgunluğunu unuttuğu, ellerin havadan inmediği, herkesin şarkılara eşlik ettiği bir atmosfer düşünün; kafamı sağa çevirdiğimde yanımda kendisine bir alan oluşturmuş olup çalıyor gibi yaptığı görünmez gitarı ile hepimizden çok eğlenip kendi sahne deneyimini yaşayan bir beyefendi , diğer yana çevirdiğimde kol kola girerek headbang yapan en az 10 kişilik gruplar, çocuklarını getirmiş ebeveynler ve sahnede de hepimizin burda oluş nedeni olan Sodom.

(Sodom-Bosphorus Metal Fest- Foto: Duru Uzay Aktaş)

(Araya Frank Blackfire’ın sahne sırasında gitarı ile verdiği pozlar ile kadrajımıza yansıması ve izleyiciyi bir hayli keyiflendirmesini de eklemezsek olmaz tabii.)

Konser sırasında dinleyiciler için unutulmaz olan bir diğer deneyim iste Tom Angelripper’ın sahneye Venom tshirtüyle çıkmasının ardından bununla yetinmeyip setlistlerine Venom’dan Leave me in Hell eklemeleri olmuştu.

Konser bitiminde mütevazı selamları ve tüm tezahüratlara rağmen yeniden sahneye çıkmadan ayrılmaları ile biten Sodom konseriyle birlikte Bosphorus Metal Festivali’nin de sonuna gelmiş bulunduk.

Metalseverlere unutulmayacak konserler yaşatacak bu festivalin ve daha nicelerinin devam etmesi, yaşatılması ve korunması dileğiyle.

Sodom Setlist          

  • Procession to Golgatha
  • Christ Passion
  • Jabba the Hut
  • The Crippler
  • City of God
  • Blasphemer
  • The Saw Is the Law
  • Nuclear Winter
  • Proselytism Real
  • Agent Orange
  • Outbreak of Evil
  • Leave Me in Hell
    (Venom cover)
  • Remember the Fallen
  • Bombenhagel

(Bosphorus Metal Fest 2024- Foto: Duru Uzay Aktaş)

©2024@metaloda
“Her hakkı saklıdır. Kaynak göstermeden alıntı yapılamaz. Başka yerde yayınlanamaz.”