progresif metal

Progresif Metal devi Dream Theater geçen akşam 1 Haziran 2022’de İstanbul Küçükçiftlik Park’ta sahne aldı. “Top of the World Tour” İstanbul ayağı açıklandığından beri aylardır merakla beklenen konserde ön grup olarak metalin delisi Devin Townsend de vardı. Kaleminden beğendiği konularda bal damlayan bendeniz, İstanbul’da yedinci kez sahne alan DT konserini gerek setlist gerekse konserin ses düzeni anlamında pek etkileyici bulmadığımı peşinen söyleyeyim.

2022 Grammy ödüllü ışıl ışıl parçaları The Alien ile açılışı yapan DT, son albümleri “A View From The Top Of The World”den 4 ve muhtelif albümlerinden 6 parça dinletti bizlere…The Alien’ın konusu ise Dünya’yı tüketip artık yeni hayatı başka gezegenlerde arayacak ve böylece bir ‘uzaylı’ olacak olan insan türüne dikkati çekiyor. Eleştirmenlerin ve benim de pek beğendiğim son albümleri ağırlıklı setlistlerinde bu yeni albümle harmanladıkları eski parçalarından oluşan bir seçki sunan DT, Deep Purple konserinden sonra çok sönük geldi bana…Pek sevdiğim, DT başlıklı olsun olmasın pek çok yayınımda çaldığım, sözleriyle koronavirüsü anlatan “”Invisible Monster” bile teselli edemedi beni.

progresif metal

Nedenlerini sıralayayım: Küçükçiftlik tabii ki yer avantajı ve ulaşım bakımdan harika: ama Life Park’taki sahne donanımı, sahnenin her iki yanındaki büyük ekranlar ve her bir notanın duyulduğu ses düzeninin yanında zayıf kalıyor. Life Park’taki problem de Deep Purple İstanbul yazımda belirttiğim gibi ulaşım güçlüğü… Küçükçiftlik Bahçe’deki Soen konserinde de ses düzeni bakımından bir falso yoktu ancak geçen geceki performansta tüm enstrümanların sesleri birbirine girdiği, yer yer kakofoni tadında bir konser dinledik. Buna acil olarak el atılması gerekiyor bence. Grup elemanlarını karakterize eden virtüoz müzisyenliği hakkıyla dinleyip keyfini sürememenin üzüntüsünü yaşadım ben geçen gece. Devin Townsend’a gelirsek, akustik gitarıyla çıktığı sahnesinden ben bir şey anlamadım: dinleyicilerle muhabbet etti, çocukluğuna, ailesine indik, kafası mı güzeldi bilemiyorum artık. The Devin Townsend Project, Strapping Young  Lad ve solo işlerinden seçtiği parçaları seslendirdi Devin (ki bu çalışmalarını gerçekten çok beğeniyorum). Metal dünyasının eşsiz vokallerinden olan Townsend hadi geliyo, geldi gelecek, az sonra çıkıyorlar, zaten siz de onları bekliyorsunuz di mi  falan gibi tuhaf DT çığırtkanlıkları yaptı bir saat. Ama Sezar’ın hakkını da Sezar’a vermeden geçmeyelim: Les Miserables (Sefiller) müzikalinden Jean Valjean’ın harika “Bring Him Home”uyla sürpriz yaparak kalbimi çaldı Devin ve sahneyi DT’a bıraktı. Kafasındaki müziği yapan, kalıplara sığmayan, son işlerinde çok değişik ufuklara yelken açan ekstrem metalin çılgını Devin’i başka fırsatlarla DT’dan bağımsız kendi projesiyle başka bir konserde seyretmek gerekiyor bence çünkü akustik konsept bu çok güçlü sese hiç olmamış. Aynı kışın online seyrettiğim Leprous’un olağanüstü vokali Einar Solberg’in “olmamış” akustik solo piyano konseri gibi: konserin sonunda kendisi bile ‘Böyle bir şey denedim ama çok emin değilim, olmadı galiba.’ mealinde bir şeyler gevelemişti. İstanbul konserinin gazıyla geçen Pazar Clubhouse Metal Oda ’da yer verdiğim Dream Theater seçkimin bana konser setlistinden çok daha fazla heyecan verdiğini de itiraf edeyim. Bir başka eleştireceğim konu ise konser alanındaki yiyecek ve içecek fiyatları oldu: öğrenci gençlerden oluştuğu belli olan dinleyicilere (konser biletine verdikleri öğrenci bütçesini çoook zorlayan ücreti de düşünürsek) bir birayı 60TL’ye satmak biraz insafsızlık oluyor: tabii bu bütün konser mekanları için geçerli bir durum. Uzun lafın kısası ben beklediğimi bulamadım, konsere ilgi de umduğum kadar yüksek değildi ama tabii ki Dream Theater gibi bir devi İstanbul’da yeniden görmek, aynı havayı teneffüs etmek güzel bir tecrübe oldu. Ayrıca 1975’ten bu yana faaliyet gösteren, çocukluğumda Lunapark olduğunu hatırladığım Küçükçiftlik Park gerçekten İstanbul’un özel konser mekanlarından biri: ben yine de Bahçe alanını daha sempatik ve rahat buluyorum, önümüzdeki 9 Haziran Epica konseri için heyecanlanıyorum: hatta İstanbul’a gelecekleri belli olmadan çok önce satın aldığım ve yine 9 Haziran’da gerçekleşecek İstanbul Müzik festivali Anna Prohaska Deutsches Symphonie biletimden Epica için vazgeçtiğimin de altını çizeyim.

progresif metal

Bu yaz Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında İstanbul’un değişik konser alanlarında Rock Metal dünyasından çok esaslı gruplar izleyeceğiz: bakalım onlar bizlerde nasıl izlenimler bırakacaklar…

Müzikle kalın.

©2021@metaloda
“Her hakkı saklıdır. Kaynak göstermeden alıntı yapılamaz. Başka yerde yayınlanamaz.”

1 reply

Trackbacks & Pingbacks

  1. […] ı yayınladı. Solo işlerine hayran olduğum Townsend, biliyorsunuz bu yıl Dream Theater İstanbul konserinde ön grup olarak yer almıştı. Bütün olarak beğenmediğim konserde, Devin’ı da beğenmemiş […]

Comments are closed.