Merhabalar! Yine çok enteresan yerlerden çıkma çok enteresan bir grubun konseriyle karşınızdayım. Bahsedeceğim memleket ve semtinden son olarak bir “Black Metal” grubu olan “Uada”yı ülkemizde ağırladık. Bu sefer lokasyon yine aynı (ABD) fakat tarz çok değişik, çok seksi, yer yer hüzünlü ve dinamik.
Konser Başlıyor!
“Unto Others” ülkemizde de hayli fanı olan bir Gothic Rock/Heavy Metal grubu. Konser duyurusundan kısa süre önce dinlemeye başladığım bir grup olan “Unto Others” açıklandığında şaşırdığım konserlerden olmuştu. Anonsla birlikte grubu daha fazla dinlemeye başladım ve çoğu zaman kendimi 90’ların ortasında sanki Exotica’da dans ederken buldum. (Tam bir dans denemez tabi.) “Sound”ları dışında grubun haletiruhiyesi de bu tarz denklemleri destekler nitelikteydi. Özellikle Polis akademisi 1’den fırlamış gibi duran vokalleri Gabe koca bedeni ve siyah gözlükleriyle tam bir nostaljik idoldü. Grubun diğer elemanları sadece kliplerinde bu gözlükleri taksa da Gabe konser boyunca Amerikan polislik yapmaya devam etti ve bizleri birçok duygunun aynı anda yaşandığı soğuk bir Şubat gecesinde, unutulmaz, uzun bir yolculuğa çıkardı.
(Unto Others İstanbul konseri unutulmaz geçti.)
Uzun diyorum evet bunun bir sebebi var. “Unto Others” ülkemizdeki ilk konserleri şerefine “Setlist”i uzattıkça uzattı, patron çıldırdı, liste oldu sana 22 şarkı! Eh bu adamlarda insandı ve böyle bir “Setlist”i tek parça yapmak yerine 2’ye bölmüştü. Uzun zaman sonra kendi isteğim dışında konseri ikiye bölünen bir grubun şovunu izleme fırsatı yakaladım ve rahatlıkla söyleyebilirim ki inanılmaz bir deneyimdi. Taksim yolları yakın ama soğuk. Şubat ayının üzerimize çöreklenmesiyle birlikte kuzey rüzgarları da dişlerini sonuna kadar çıkardı ve bizi ısırmaya başladı. Böyle bir gün için binaların arasında kalmış, ara sokaklardan geçilerek ulaşılan Asmalımescid de ki “Blind” konser için iyi bir tercih olmuş. Sanki sokaklar üstünüze kapandıkça daha az üşüyorsunuz. “Blind”ın bir avantajı da dışarıya koymuş oldukları ısıtıcılar ve sokakta kış dahi olsa takılmanın verdiği hoş avantaj. (Tabi eğer ısıtıcınızın tüpü bitmezse.) Konser saati yaklaşınca içeriye giriyoruz. Grubun “Merch”leri gerçekten harika. Vestiyer, tuvalet, bira hazırız! “Unto Others” sahneye ağır ağır çıkıyor. Vokal Gabe bütün haşmetiyle ortada dikiliyor, bir daha da sahneden hiç inmiyor sanki. Yani yanında yine hatırı sayılır yapıda ve boyutlarda olan gitarist Sebastian olmasa bütün konser Gabe’ten başka bir şey görmeyebilirdim.
Konser için doğru seçim: Blind
Belki de en sevilen parçalarından biri olan “Butterfly” ile “Unto Others” sahnede koca bedenleriyle sanki kanatlanıyor. Gayet iddialı, hançeri dibe batıran, affetmeyen bu giriş sonrasında seyirci mest, seyirci darmadağın. Herhangi bir “Sold Out” ibaresi görmesem de konser bana kalırsa “Blind” için son derece “Sold Out”. Burası daha da ne kadar “Sold Out” olur bilemem. Alt kat, üst kat, bar önü, vestiyer önü, tuvalet önü, yer gök insan! Benim nazarımda nispeten yeni bir grubun bu kadar seyircisinin olması ilginç. Güzel müziğin dinleyicisi, takipçisi her zaman oluyor işte. Bırak takipçiyi daha sonra değineceğim gibi sahneden uçanları bile oluyor. Bu pek de metalci olmayan şarkıda etraftaki çoğu metalcinin salına salına “Butterfly” diye bağırdığını gözlemliyorum. Ee Metalcilerde kayar durmaz yerinde, solar gaddarlığın kalmaz yüzünde. “Unto Others” bizi öyle bir havaya sokuyor ki yer yer dans ediyoruz yer yer kafa sallıyoruz, biz de bilemiyoruz neler yapıyoruz?
Hızlı girişleri sonrası “Momma Likes the Door Closed”, “Nightfall”, “Fame” şarkılarıyla daha da hızlanan, tam gaz devam eden “Unto Others” “Jackie” “Sailing in the Darkness” “Double Negative” ve “Suicide Today”le 80/90 “Vibe”larını en iyi şekilde hissettirmeye, seyircisini coşturmaya asla ara vermiyor. Şarkılar çok tadında, kısa ve etkili. Gabe ve Sebastian ekseriyetle sahnenin ortasında takılıp paslaşırken davulda Colin ve Bass gitarda Brandon daha efendi bir şekilde müziklerini icra ediyor. Gabe büründüğü karakteristik ruh hali içerisinde yine tam göbekte etliye sütlüye fazla karışmadan dursa da özellikle Sebastian’ın aşırı gösterişli ayakkabıları, uzun deri kıyafetleri ve son derece kabarık saçlarıyla şöyle bir salınırken etrafta ne varsa kırıp dökeceğini zannetmedim değil. Son albümleri olan “Never Neverland”den “Raigeki” şarkısını çaldıktan sonra sahne performansında Brandon, Sebastian’dan biraz daha rol çalmaya başlıyor bu arada davullarda bir tık hızlanıyor. “Blind”ın genel ses sistemi sınavlarımızı geçmeyi başarıyor ve kendi adıma son derece yeterli “Sound”u olan bir “Unto Others” konseri izlemeye kaldığımız yerden devam ediyoruz.
“Why” “It Doesn’t Really Matter” “Can You Hear the Rain” şarkılarıyla kendimizden geçtikten sonra amirim sahneden bir anons geçiyor ve “Unto Others” konserinin ilk bölümü bitiyor. Hurra dışarıya sigaraya. Valla tek kelimeyle başarılı ne diyebilirim ki sevdim bu ara işini. Mekanın dışına da hizmet veren küçük bar bölümünden içkilerimizi aldık, kritik yapmak için ısıtıcıların altında kendimize yer bulduk. Sokaktan geçmekte olan sekiz tane papağanlı amcayla üç beş fotoğraf çekildik falan bu bölüm gayet güzel geçti. Hatta fazla güzel ve hızlı geçmiş olacak ki en sevdiğim “Unto Others” şarkısı olan “Heroin” içeride çalınmaya başlandığında “Ulan bir sigara daha yakaydık” diye düşünmedim değil. Tabi ki müzik aşkımız nikotini ezip geçiyor ve yine aynı şekilde ezip geçerek tekrardan içerideki yerimizi almaya çalışıyoruz, bir yandan da histerik Gabe vokallerinin hızı sayesinde yaşlı Punkçılar gibi kafamızı sallıyoruz. Bu hadise içeride yer bulma konumuzu hızlandırıyor mu yavaşlatıyor mu gerçekten bilemiyorum. Ritmin içindeyiz, mekanın içindeyiz. Ok bence. “Unto Others” ağır toplarını iki bölümün iki başında oynadıktan sonra tam olarak ne zaman olduğunu hatırlamadığım bir an yaşanıyor.
Güçlü ve Dinamik Setlist
“When Will God’s Work Be Done” da mı “Time Goes On” da mı bilemiyorum (En sevdiğim sanırım ikinci “Unto Others” parçası.) Başında mı kıçında mı sanırım tam ortada, sahnenin ortasında Gabe dışında bir de “Sulfur Ensemble” grubundan tanıdığımız Erdem Çapar’ı seyircinin arasına atlamak üzereyken fark ediyorum. Erdem abinin yüzündeki mutluluğu ölsem unutmam. Ciddi bir “Unto Others” hayranı. Atıyor adam kendini seyircinin şefkatli kollarına sonrası Allah’a emanet, konser bitince tekrar görüşüyoruz. Birkaç tane daha abimle, dostumla konser öncesi konuşma fırsatı buldum “Unto Others” bizim memlekette gerçekten seviliyor arkadaşlar. Gözümle, kulağımla şahit oldum, kayıtları var. Bende seviyorum ulen diyerek birazda “Flatline” dinliyoruz. Bu şarkı sonrasında benim çok başarılı bulduğum bir “Ramones” cover’ı olan “Pet Semitary” ile “Unto Others” profesyonelce karşımızda. Hakikaten yetenekli müzisyenler tarafından çalınıp üzerine çok özel, eşsiz bir sesin eşlik ettiği bu cover’ı hem kayıttan hem fırsat olursa eğer canlıdan dinlemenizi çok isterim. (Bir daha gelir bu grup yormayın kafanızı.) Gabe son zamanlarda duyduğum en eşsiz seslerden birine sahip. Nasıl yapıyor bilmiyorum ama sesiyle, görüntüsüyle, gözlüğüyle, babacan bedeniyle bir şekilde kafanızın içerisine girip yerini haklı bir şekilde sonuna kadar ediniyor. Seviyorum bu nostalji kokan adamları, dost canlısı müzisyenleri.
(Unto Others İstanbul setlisti hayranların beklentilerini fazlasıyla karşıladı.)
“Summer Lightning” “Dragon, Why Do You Cry?” şarkıları sonrasında beklenen hüzünlü anons geliyor. “Unto Others” sahneye veda ediyor ondan ağlıyorum… Son birkaç saatte epey vakit geçirdik artık sahnedeki adamlar benim için birer dost gibi, arkadaş gibi… Neyse ki kısa süre sonra grup “Encore” için tekrardan sahneye çıkıyor. Gabe’den tut bütün grup üyelerine kadar (Özellikle Sebastian’ın son derece sempatik tavırları ve sürekli gülen güleç yüzü.) hepsi son derece sıcak, sevecen, samimi insanlar. Seyirciyle baştan sona çok güzel bir iletişim yakaladılar. Bundan sonraki bütün Türkiye konserlerinde aynı şekilde bağ kuracağımıza yürekten inanıyorum. “Encore”da sırasıyla “Blade and the Will” “Dalmatian” ve “Cosmic Overdrive” şarkıları çalınıyor. Özellikle “Cosmic Overdrive”da kendimizden geçiyoruz. Bu şarkı sonrasında grup sahneden seyirciye uzun bir veda faslı başlatıyor ve “Unto Others” grubunun müthiş performansı bu akşamlık sona eriyor.
Bazı grupları konser çıkışında tekrardan, sabaha kadar dinlemek istersin. Takarsın kulaklığını, açarsın en sevdiğin şarkısını, yağmur altında yürümeye başlarsın, yakarsın bir sigara, etrafa farklı gözlerle bakarsın. Ne kadar romantik oldu değil mi. Eh “Unto Others” böyle bir grup. Seni hem geçmişe götürür hem de bugündeki bağlarını kuvvetlendirir. Bu vesileyle 14 Şubat sevgililer gününüze kutlarken hepinizi tekrardan “Unto Others” “Time Goes On” şarkısını dinlemeye davet ediyorum. Maiden’dan “Wasted Years” şarkısından çok uzun zaman sonra bir şarkı bana benzer hissiyatları yaşatabildi, haydi bu da bir itiraf olsun. Belki de tam da budur “Unto Others”ın seyirciler, dinleyiciler üzerindeki gücü. Şimdi tekrar yazarken daha iyi anlıyorum… Konser bitiyor, biz dağılıyoruz, “Unto Others” otellerine dağılıyor. Gecenin sonu geliyor mu? Gelmiyor! Pazar, gavurlar azar haydi acık daha eğlenelim kulaklıkla müzik dinleyip yağmurda yürüme faslına daha sonra geçeriz. Sevgiyle kalın, hoşça kalın dostlar!
(Konser fotoları: Ahmethan Dağlı)
©2025@metaloda
“Her hakkı saklıdır. Kaynak göstermeden alıntı yapılamaz. Başka yerde yayınlanamaz.”