16 Nisan 2025 tarihinde Behemoth, “The Unholy Trinity” turnesi kapsamında Almanya’nın Wiesbaden şehrinde nefes kesici bir konser verdi. Bu konseri unutulmaz kılan en önemli özelliği ise, Behemoth’un özel konukları olarak sahne alan Rotting Christ ve Satyricon’un katılımları oldu. Yaklaşık dört saat süren bu konser boyunca, her grup kendilerinden bekleneceği şekilde muhteşem birer performans sundu.

Oldukça geniş çaplı ve bol çeşitli metal müzik sahnesi ile tanınan Almanya; bu sefer Yunanistan, Polonya ve Norveç’in yaşayan efsanelerine ev sahipliği yaptı. Avrupa’nın her bir köşesinden gelen müzisyen kadrosu ve seyirciler, ortak tutkuları olan metal müziğin kanatlarının altında birleşti. Peki, bu 3 grubun kesişim noktası tam olarak nereye dayanıyor?

(Behemoth, Unholy Trinity 2025 Headlinerı idi.)

Behemoth

 1991 yılında Polonya’nın Gdansk şehrinde kariyerine başlayan Behemoth, günümüze kadar orijinalliğini koruyarak gelmiş bir blackened death metal grubu. İsmini Behemoth adında bir ifritten alan grup, şarkılarında da mitolojik ve dini ögelere yer vermektedir. Şeytani semboller, hikayeler ve mitler ile dolu müzikleri; entelektüel yaklaşımlarıyla birleşerek dinleyenlere inancın farklı yönlerini gösteriyor. 30 yılı aşkın süredir çizgilerini bozmayan, kaotik fakat kendi içinde anlamlı soundlarından uzaklaşmayan grup, 9 Mayıs 2025 tarihinde “The Shit Ov God” isimli 16. stüdyo albümünü dinleyicinin beğenesine sunacak. Bu albümden “The Shadow Elite”, “The Shit Ov God” ve “Luciferaeon” isimli üç adet tekliyi kısa süre önce hayranlarıyla buluşturan grup, Wiesbaden konserinde de bu şarkılardan bazılarına yer verdi.

(Behemoth ve Karanlık Papa)

Yeni şarkılarıyla seyircilerin beğenisini kazanan grup, yaklaşan albümleri için oldukça büyük beklentiler oluşturdu. Şarkılarında hem müzikal hem de lirik anlamda güçlü ve dengeli elementler ile öne çıkan Behemoth, ekstrem metal soundlarını bir yandan mistik ve harmonik seslerle harmanlayarak dinleyiciye adeta bu dünyanın ötesinden, yer altı nehirlerinin sularında taşınıyormuşçasına bir deneyim sunuyor. Sahne performansları da bizzat şarkıları kadar etkileyici olan grup, görsel şovları ve kostüm değişiklikleri ile unutulmaz bir geceye imza attı. Grubun bel kemiği ve tek kalan orijinal üyesi olan Nergal, şüphesiz gecenin en kuvvetli performansını sergiledi. Vokal becerileri ile stüdyo kayıtlarını aratmayan Nergal, aynı zamanda çeşitli sahne kıyafetleri ile de dikkatleri üzerinde topladı. Tabii ki, kendisini içinde görmeye alışkın olduğumuz “Karanlık Papa” temalı kostümü de bu gecenin unutulmaz kareleri arasında yerini aldı. Her ne kadar Behemoth adı telaffuz edilince akla ilk gelen kişi Nergal olsa da grubun diğer üyelerini de göz ardı etmemek gerekli. Her bir enstrümanın ustalıkla çalındığı ve her bir müzisyenin varını yoğunu ortaya koyduğu bu performansta, Behemoth’u yaşayan bir metal efsanesi kılan bütün özelliklerini canlı olarak gördük. Sahne dekorlarından seyircilerle aralarındaki bağa kadar, bu gurubun kesinlikle aldıkları bütün övgüleri ve hatta daha da fazlasını hak ettiğini söylemeden geçmek mümkün değil.

Satyricon

Pek çok metal müzik tutkunu tarafından metalin başkenti olarak adlandırılan Norveç’in Oslo kentinde 1990 yılında kurulan Satyricon, black metal türünde günümüzün en önemli grupları arasında yer almaktadır. Tematik olarak Orta Çağ odaklı müzikleriyle öne çıkan grup, zamanla endüstriyel elementleri de şarkılarında harmanlayarak kendilerine özgü bir sound ile metal camiasında yerlerini aldı. Günümüze kadar 11 adet stüdyo albümü yayınlamış ve sayısız konser vermiş olan grup, en yeni projeleri olan “Satyricon & Munch”ı 2022 yılında piyasaya sürdü.

Metal müziği Orta Çağ efsaneleri ve yumuşak flüt ezgileri ile buluşturarak zıtlıklar içerisinde eşsiz bir uyum yakalayan Satyricon, sahne performanslarıyla da bugüne kadar yarattıkları imajlarını korudu. Gecenin ikinci grubu olarak sahne alan Satyricon, en sevilen şarkılarını çalarak seyirciyi coşturdu. “K.I.N.G” ve “Now, Diabolical” gibi şarkılarla gecede izlerini bırakan grup, yılların aşındıramadığı fakat oldukça güçlendirdiği bir canlı performans sundu. Sahnedeki profesyonellikleriyle ve yetenekleriyle seyirciyi büyüleyen grup üyeleri, gecenin yıldızı olan Behemoth’un performansından önce kendilerine yakışan bir kalitede performanslarını sergiledi.

Rotting Christ

 1987 yılında Yunanistan’ın Atina şehrinde kariyerlerine ilk adımı atan Rotting Christ, black ve gotik metal türlerinde büyük başarılara imza attı. Grubun isminin anlamının “Çürüyen Mesih” olması, müziklerinin ilham kaynağı hakkında oldukça fazla fikir elde edinmemizi mümkün kılıyor. Yunan black metal müziğin öncüsü olan grup, bu camiadaki etkisini hala sürdürmekte. 1993 yılından günümüze kadar 15 adet stüdyo albümü piyasaya sürmüş olan Rotting Christ, kariyerlerine aralıksız devam etmekte.

(Ülkemizde çok sevilen Rotting Christ, Unholy Trinity’de Behemoth’un özel konuğu oldu.)

16 Nisan konserinde seyircinin karşısına çıkan ilk grup olmakla beraber, eşsiz bir gecenin başlangıcını işaretledi Rotting Christ. Setlistlerinde hem en yeni albümleri olan “Pro Xristou”dan parçalara, hem de klasikleşmiş şarkılara yer veren grup, oldukça başarılı bir canlı performans sergiledi. Uzun ve keyifli bir gecenin ilk parçası olarak yer alan Rotting Christ, hem müzikal becerileri hem de seyircilerle iletişimleri açısından unutulmazdı. Karanlık, ürkünç ve bir o kadar da mistik şarkılarıyla birer bütün olarak sahnede yer alan grup, uzun yıllardır kendileriyle özdeşleşen soundlarını bir kez daha seyirciyle buluşturdu.

Behemoth, Satyricon ve Rotting Christ gruplarını ortak paydada buluşturan olgu, black metal camiasındaki başarıları ve öncülükleridir. Bu üç efsanevi grubu aynı gecede arka arkaya dinlemek, şüphesiz ki insanın hayatında tek bir kez gerçekleşen çok özel bir olay. Kıyaslanamayacak derecede güzel performanslar sergileyen bu grupların arasında, en etkileyici olan headliner Behemoth’un performansı oldu. Satyricon ve Rotting Christ gruplarının performansları da oldukça şahane olmakla beraber, Behemoth’un konukları olarak esas şovu onlara bıraktı. Dünyanın farklı yerlerinden, farklı kültürlerden çıkıp gelmiş ve metal müziğe olan sevgileri sayesinde bir araya gelmiş bu üçlü, kendi aralarında eşsiz ve başarılı bir uyum yakalamış; bu uyum sayesinde de black metal açısından unutulmaz bir turneyi sevenleriyle buluşturmuşlar. Yine bütün kalplerin metal müzik adına attığı bir konserde, her bir seyircinin kendini ritme ve atmosferin büyüsüne kaptırdığını gördük. Her bir grubun tartışmasız şekilde kusursuz performansları, turneye verdikleri emek ve yıllardır metal müziğe yaptıkları katkılar; bu gecenin izleyen herkes için son derece unutulmaz olmasını sağladı. Sahnedeki ışık gösterilerinden, püskürtülen alevlere kadar her detay en üst düzey özenle ve ilgiyle tasarlanmış, seyirciye en harika deneyimi yaşatmak adına akla gelebilecek her adım atılmıştı bu konserde.

(Unholy Trinity 2025 – Wiesbaden/Almanya)

 

 

Sonuç olarak, bu geceye dair söylenebilecek tek bir olumsuz kelime olduğunu düşünmüyorum. Ömrümde bu “kutsal olmayan üçlü”yü canlı ve bir arada görme imkanım olduğu için sonsuz bir minnet ve mutluluk içindeyim. Her bir grubun ayrı ayrı ve bir arada yetenekleri tartışılmaz, performansları ise insanı her saniyesinde kendine daha çok çeken bir girdap. Bu üçlüyü bir daha bir arada görmek mümkün müdür bilmiyorum, fakat eğer mümkünse Türkiye’deki metal tutkunu dostlarımın da bu enfes birleşimden nasibini en kısa zamanda alabilmesini diliyorum. Metal müzik, bizlerin tabi olduğu sınırların ve kısıtlamaların ötesinde, yanlışların ve adaletsizliklerin erişmeye çekineceği güvenli ve tarafsız bir noktada duruyor.

(Wiesbaden – Almanya)

©2025@metaloda
“Her hakkı saklıdır. Kaynak göstermeden alıntı yapılamaz. Başka yerde yayınlanamaz.”

0 replies

Leave a Reply

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *