Val Kilmer ile ilk olarak 1985 yılına ait Real Genius filmiyle tanışmıştım ve sanırım teenager yıllarımda kendisine biraz da aşıktım. Bilim ve mizah yüklü bu komedi filminde ünlü bir üniversitede okuyan üstün zekalı öğrencilerden biri de Chris Knight’tır (Val Kilmer). Muzip, eğlenceli ve inanılmaz yetenekli Chris karakteri, elinde lolipopu ve ayağında patenleriyle, 80’lerdeki ikonum olmuştu.
(“I Love Toxic Waste” tişörtü ile Val Kilmer / Real Genius – 1985)
O yılllarda VHS kasette sayısız kere seyrettiğim bir diğer ikonum da Jon Bon Jovi idi ve her defasında gülmekten patladığım matrak soğuk savaş filmi Top Secret (1984) filminde Val, kendini Doğu Almanya’da gizli ajan olarak bulan bir rock’n roll yıldızını oynuyordu. “Kral” Elvis Presley ‘den ilham alan bu karakter de kendini türlü absürd ve komik durumlar içerisinde bulmaktaydı. 1980 Airplane (Uçak) filminin efsane yönetmen ekibi ZAZ (Jim Abrahams, David Zucker, Jerry Zucker) benzer kelime oyunları, espri ve absürd görsellikle yoğurulmuş Top Secret’ta da izleyiciyi yıkıp geçmişti. Galiba 80’lerde en sevdiğimiz üslup buydu.
(Top Secret – 1984)
Sonrasında 1986 yılında “aslan Amerikan pilotu” teması ve Kenny Loggins’ten, Berlin ve Survivor’a uzanan muhteşem soundtrack albümü ile sansasyon yaratan Top Gun filminde, Tom Cruise’un Maverick karakterinin dişli rakibi “Iceman” Kazansky rolünde kendisine yeniden hayran oldum.
(Top Gun – Iceman Kazansky)
Tombstone (1993), True Romance (1993) ve Batman Forever (1995) filmlerinden sonraki kariyerini pek takip etmediğim Val Kilmer, Oliver Stone (1991) The Doors filminde canlandırdığı rock ikonu Jim Morrison ile biyografik rock filmlerinin zirvesine yerleşti.
Hatta karakterin içine o kadar girdi ki, adeta Jim Morrison oldu: sonrasında da karakterden sıyrılmak için terapiye ihtiyaç duydu. Val Kilmer, 2015 yılında teşhis aldığı önemli hastalık sonrasında trakeostomi operasyonu geçirdi ve sesini kaybetti. Trakeostomi nedeniyle sesi dramatik şekilde değişti ama yine de 2022 yapımı Top Gun: Maverick filminde kısa bir sahnede yer alarak, hafızalarımızda sevgi ve beğeni ile yer etti.
(Kilmer, Jim Morrison rolünde – The Doors 1991)
Şimdi, rock ve metal mecramızın ilgi alanına yani Val Kilmer’ın oyunculuk zirvesi olan The Doors (1991) filmine ve filme kattıklarına başlıklarla yakından bakalım:
Val Morrison
*Val Kilmer, Jim Morrison rolüne hazırlanırken The Doors’un yaklaşık 50 şarkısını öğrendi.
*Bir yıldan fazla bir süre Morrison’ın sesini inceledi, kayıtlarını dinledi, konser görüntülerini izledi ve konuşma tarzını taklit etti.
*The Doors’un hayatta kalan üyeleri (Robby Krieger, John Densmore ve Ray Manzarek), bazı kayıtlarda Kilmer’ın sesini Morrison’ınkinden ayırt etmekte zorlandılar!
*Filmdeki şarkıların çoğu Val Kilmer’ın kendi sesiyle söylendi, bazı sahnelerde ise Morrison’ın sesiyle harmanlandı. Sonuç o kadar etkileyiciydi ki, Morrison’ın yakın arkadaşları bile şaşkına döndü.
*Kilmer, Morrison’ın ince görünüm ve yapısına uyum sağlamak için kilo verdi.
*Oyuncu, Morrison’ın İngiliz şair, Ressam ve mistik William Blake’ten ilham alan şiirlerine ve felsefesine tamamen daldı.
*Kilmer, set dışında bile Jim Morrison karakterinde kalmaya devam etti, bu da haliyle bazı ekip üyelerini rahatsız etti.
*Val Kilmer’ın “Kertenkele Kral” Jim Morrison performansı hâlâ gelmiş geçmiş en iyi rock biyografi canlandırmalarından biri olarak kabul edilir.
Kertenkele Kral
Jim Morrison, “Lizard King” (Kertenkele Kralı) olarak anılır çünkü sürüngenlere, özellikle de kertenkelelere olan ilgisi ve kendini doğanın vahşi, evcilleştirilemez yönleriyle özdeşleştirmesi nedeniyle bu takma adını almıştır. Bir karşıkültür figürü olarak Morrison, isyan, özgürlük ve ilkel içgüdüleri kucaklamayı temsil eder ve The Doors hayranları arasında efsaneleşen “Celebration of the Lizard” sözlerindeki kertenkele imgeleri, Morrison’daki hayvansal ve içgüdüsel özgürlüğü ve toplum normlarından kurtulmayı simgeler.
(Rock müzik ikonu Jim Morrison)
“Kertenkele Kral” aynı zamanda mistik veya şamanik bir gücün de ifadesidir çünkü Morrison, müzik ve yazın çalışmalarında tıpkı Beat Kuşağı’nın neredeyse iki yüzyıl sonra keşfettiği William Blake gibi, sıklıkla mistisizm, bilinçaltı ve psychedelia temalarına odaklanmıştır.
Jim Morrison efsanesine kendi dokunuşunu ekleyerek beyazperdede de ölümsüzleştiren Val Kilmer’a sevgiyle.
“Ben Kertenkele Kral’ım. Benim için her şey mümkün.” – Jim Morrison
©2025@metaloda
“Her hakkı saklıdır. Kaynak göstermeden alıntı yapılamaz. Başka yerde yayınlanamaz.”