Bosphorus Metal Fest – Mücevher Kutusu Tadında Bir Festival

19 Eylül 2025 günü ülkemizde ilk kez gerçekleşen Metal Müzik konferansı METAL IN TÜRKİYE ile start alan BOSPHORUS METAL FEST, 20 ve 21 Eylül’de özenle seçilmiş ve soundları birbiriyle uyum içinde akan yerli ve yabancı metal gruplarıyla göz doldurdu.

19.09.2025 Metal in Türkiye Konferansı / Güzin Paksoylu

Nişantaşı Üniversitesi konferans salonunda birbirinden değerli katılımcılarıyla toplam dört oturumda gerçekleşen konferansın moderatörlüğünü TRT Rock Market’in ikonik sunucusu Dr. Şener Yıldız üstlendi.
Geçmişten bugüne Türkiye’de heavy metal müziğin gelişimini, bu müziğe gönül veren ve Türkiye’de gelişmesine katkısı olan eskilerden ve yenilerden sanatçılar ile yazarların anlatılarıyla dinledik. Çizgileriyle yerli metal müziğin bilinirliğine katkıda bulunan Aptülika, müzisyenler Mazhar Şiringöz, Tuna Vural, Anıl Özbek, yazar ve gazeteciler Süreyya İzgi, Yelda Aktuna, Doğu Yücel, Ali Mert Alan eğlenceli metal müzik anılarıyla konferansa renk kattılar.
Üçüncü oturumda Bosphorus Metal Fest mimarları Bahadır Uludağlar ve İbrahim Karakurt global alanda metal festivalleri, kültür turizmi ve uluslararası işbirlikleri hakkında konuşurken, son oturumda Inferno, Bucovina, Eindhoven Metal Meeting, Vienna Metal Meeting, Beyond The Gates gibi öne çıkan metal festivallerinin yabancı temsilcilerinin festival tanıtımlarına yer verildi.

Day One 20.09.2025 / Zafer Ayaz

Bosphorus Open Air Metal Fest’in ilk günü güzel ve güçlü geçti. Organizasyonun düzeninin ve seçilen mekanın çevresi ile bağını, alanda sıkışmışlık hissi vermemesini çok beğendim. Festival çalışanı gençlerin nazik tutumu kadar mekan görevlilerinin saygılı tutumu da takdire şayandı. Maximum Uniq gerçekten tertemiz ve özenli bir mekan, özellikle WC’ler diğer festivallerde karşılaşmadığım şekilde temizdi, bu nedenle mekana ve Bosphorus Metal Fest organizasyonuna teşekkürü borç bilirim.
Katılımcıların neredeyse üçte birinin yabancı olması festival ayrı bir güzellik kattı diye düşünüyorum. Festivale katılan pek çok grup ailesi ile beraber gelmiş ve bu durum alanda samimi bir aile ortamı oluşmasını sağlamıştı. Avrupa turundaki grubuyla Yeni Zelanda’dan gelen bir çift bile vardı. Ayrıca yine festival için Avrupa turlarına Türkiye’yi de ekleyen Amerikalılarla da tanıştım. Tüm bu hususlar ülkemiz için çok olumlu. Bu yaz Headbangers Weekend’de de çok yabancı olması dikkatimi çekmişti: Metal Festivallerimiz Avrupa’daki gibi ilgi uyandırıp turist çekiyor anlaşılan. Bahadır Uludağlar ve Bosphorus Metal Fest ekibine ülkemizin tanıtımına katkıları için tebrikler.
Festival öncesinde herkesin merak ettiği ses sistemi gerçekten çok iyiydi. Black Metal gibi kaotik soundlar bile anlaşılır ve netti. Metal müzik dinleyicimizin çok sevdiği KAPTAN KADAVRA ve ülkemizde progresif metal adına ses getiren ve özenli işlere imza atan ALKERA’dan sonra Slovakya’nın azdırıcı bir sounda sahip güzide death doom grubu DOOMAS Boshorus Metal seyircisi ile buluştu. Alışık olduğumuzu sahne görüntülerinin aksine sahneye maskesiz çıkmaları beni şaşırttı. Cthulhu temalarını çok beğendiğim grup, parçalarında korku temalarına yer veriyor. Seven Sins parçalarını çok kişinin bilerek eşlik etmesi de güzel bir detay oldu.

(Tuna Vural – Black Tooth)

BLACK TOOTH sahnede fırtına gibi esti: frontman Tuna gibi bir adam ülkemiz sınırları dışında da az bulunur kanımca. Tuna sahneyi adeta seyirciye taşıdı, sahneden daha çok aramızdaydı. Fanlarıyla mükemmel ötesi bir iletişimi var. Bir arkadaşının omuzlarından sert bir şekilde yere düşmesine rağmen hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalkıp şarkıya profesyonelce devam etti. Black Tooth her zamanki gibi sahnede devleşti, grup yıllara yayılan yurtdışı deneyimi ve Wacken gibi majör festivallerde yer almasıyla metal deneyimini hakkıyla yaşatıyor.
SUSPERIA yıllardır ülkemize gelmesini hasretle beklediğim bir gruptu. Bu hasretimi harika bir şekilde dindirdiler. Neredeyse bütün hitlerini çaldılar, Home Sweet Hell ile kapanış yaptıklarında seyirci kafa sallamaktan bitap düşmüştü. Vokalist Athera soğuk bir iklimden gelen çok sıcak kanlı bir adam. Kayıtta çok beğendiğim grubun canlı performansı da beni çok mutlu etti.
İsveçli NECROPHOBIC nefis Blackened Death soundunu resmen üzerimize kustu. Grubun bu kadar çok dinleyicisinin olduğunu bilmiyordum: fanları da bir an olsun grubu desteklemekten geri durmadılar. Sahneye çok hakimlerdi ve melodik soundları en arkalardaki dinleyiciyi bile kuşattı diyebilirim. Vokalist Anders Strokirk sahnede çok teatral bir karakter. Tsar Bomba parçaları ile ortalığı ciddi biçimde inlettiler. Kendilerini tekrar dinlemek için sabırsızlanıyorum.


ASPHYX bence ilk günün en sert sounduna sahip olan gruptu. Sahneye çıktıklarında bizlere adeta bir savaşta olduğumuz hissini yaşattı: kapkara bir kahve kıvamındaki death metal soundları kitleyi azdırırken Molten Black Earth ve Vermin parçaları ile kafamıza resmen çivi çaktılar.

(Amorphis Bosphorus Metal sahnesinde)

Ve AMORPHIS! Ülkemizi üçüncü kez ziyaret eden Fin harikası. Grup Black Winter Day de dahil pek çok nefis hitlerini adeta üzerimize saldı. Sahneden ayrıldıklarında büyük bir hüzün kapladı içimi. Amorphis’in Bosphorus Metal Fest’te yer alacağı ilk açıklandığında üstüne başka bir headliner bekleyenler olmuş ve bu durum beni çok düşündürmüştü. Amorphis ise Bosphorus Metal Fest’teki müthiş performansı ile ciddi bir headliner olduğunu bir kez daha gösterdi. Setlistlerinde Silver Bride, Death of a King, The Bee, My Kantele gibi parçalara yer vererek neredeyse tüm albümlerinden zengin bir seçki sundular ve dinleyici tüm parçalara hep bir ağızdan eşlik etti.
Son söylemem gereken şey biraz üzücü ancak bence katılımcı sayısı beklediğimden azdı. Metal müziğe gönül veren ciddi dinleyicinin atlamaması gereken bir festival Bosphorus Metal. Underground festivallerin ülkemizde yapılmasının zorluğu ve rotasını bu festivale çevirip gelen bu kadar çok yabancı metalsever olduğu düşünülünce bizim metal müzik dinleyicimizin de festivale gereken değeri vermesi lazım.

Day Two 21.09.2025 / Ahmethan Dağlı

Maximum Uniq İstanbul’da Bosphorus Metal Fest’in ilk günkü dev isimlerini üzerimizde bıraktığı etki henüz geçmemişken Metal fırtınası Maslak’ta tüm hızıyla devam ediyordu. Bu festivalde birbirinden farklı tarzlara sahip gruplarla tam bir Metal şöleni yaşarken aynı zamanda festivalde görev aldığım için ikinci gün maalesef “What is Tec” in performansını kaçırdım fakat elde ettiğim bilgilere göre güzel bir performans sergilemişlerdi ve festivalin ikinci gününü ısıtmaya başlamışlardı. Ben alana tekrar giriş yaptığımda sahne süreleri dolmak üzereydi ve sahneyi kendilerinden sonra çalacak olan “Sadist”e bırakacaktı bende buradan tam gaz festivale devam edecektim.

“SADIST”
Henüz sahne hazırlıkları sürerken “Sadist” in Backdrop görselleri sahne içerisinde yerini aldı. Bu görsellerin son derece iyi ve etkileyici olduğunu söyleyebilirim. Gruplar arasındaki “Changeover”lar değişkenlik gösterse de saatin geçen seneki gibi bu senede tıkır tıkır işlediğini söyleyebilirim. “Sadist” in sahneye çıkmasını beklerken bu görsellere bol bol bakma fırsatım oldu ve grubun performansının başlamasıyla birlikte bu görseller daha da anlam kazandı. Sahne aldıkları süre boyunca henüz erken bir saat olmasına rağmen seyirciyi çoşturmayı başardılar, isimleri gibi “Sadist” bir şekilde elektro gitar/klavye buluşmasını vahşi bir vokalle üzerimize saldılar. Kendi adıma festivalin en dikkat çekici gruplarından oldular.

“KORRY SHADWELL”
Festival bütününü düşündüğümüzde “Korry Shadwell” belki de bunca grup arasında en uyumsuz isim olabilirdi. Gayet önyargıyla izlemeye başladığım performansları beni o kadar şaşırttı ki, festivalde en eğlendiğim gruplardan biri oldular. “Korry Shadwell” ve “Victor Smolski” Rock’N Roll’u gerçekten büyüledi. Sahneleri biraz daha süslü püslü olsa çok daha fazla dikkat çekerlerdi. İyi bir müzisyen grubu vardı ve “Sound” festival boyunca üst düzeydeydi. Korry ve Victor ikilisini de bu sayede iyi şekilde duyabildik.

“SUICIDAL ANGELS”
Rock’N Roll üzeri yıkım keyfi! Yunan dostlarımızın görselleri “Korry Shadwell” öncesi sahne alan “Sadist” grubu gibi kendilerinden önce yerlerini aldı. “Changeover” süresi boyunca boş sahneye bakan birisi zaten kendisini neyin beklediğini anlamakta çok zorlanmazdı, öyle de oldu! Durmak yok yıkıma devam! “Suicidal Angels” davul, gitar, vokal asla hız kesmedi, alandaki herkesin enerjisini sonuna kadar harcamasına vesile oldu. Daha önceden izleme fırsatı bulamadığım grup rahatlıkla söyleyebilirim ki tam bir festival grubu. Festival diyorsak eğer orada mutlaka bir “Thrash” vibe’ı, ruhu bulunmalı. “Suicidal Angels” bu ruhu sonuna kadar seyirciye sundu.

“OBSCURA”
Kendi adıma festivalin en talihsiz grubu oldular. “Suicide Angels” yıkımı sonrası ve “Belphegor” fırtınası öncesi bir yerde sahne süresi bulmak, seyircinin en yılgın anlarına denk gelmek biraz can sıkıcı olsa da, grup sahne performansından asla ödün vermedi. Onları, müziklerini ve görsellerini “hipnotik” olarak yorumlayabilirim. Kesinlikle kapalı bir mekanda, kasvetli bir kış günü, “Headliner” olarak tekrar izlemek isteyeceğim gruplardan. “Progresif/Teknik Death” icra eden Alman dostlarımızın “Sound”ları’nı “Death Metal” içerisinden biraz daha taşmış, biraz daha karanlık bulduğumu söyleyebilirim. Muhakkak dinlemenizi tavsiye ederim.

“BELPHEGOR”
Anlatmaya gerek yoktu, her şey görülüyordu. Bazı gruplar vardır konser/müzik/sahne performansının ötesine geçerek size bir karanlık bir tiyatro oyunu sunar. “Belphegor” bu oyunun en karanlık temsilcilerinden. Müziklerini dinlemek, “Black Metal” in derinliklerine dalmak dışında sahne dekorlarına şöyle bir bakmak bile yürek ister. Bu dekorlar çok iyi ışık oyunları, sis makineleri ve duman efektleriyle bizi tiyatrodan çıkarıp sinema salonuna soktu, sonra tekrar gerçekliğe döndürdü. “Belphegor”u daha önce bir kez yurtdışı festivalinde izleme fırsatı bulmuştum, bütün konser ağzım açık sahneye bakakalmıştım. Yine aynısı oldu. Bosphorus seyircisi de bana eşlik etti, hep birlikte kapkara bir ayinden diğerine koştuk…

“OLD MAN’S CHILD”
Burada bir Rock Star.. Pardon Black Metal Star’ımız var. “Galder” ve “Old Man’s Child” festivalin en çok beklenen gruplarındandı. Seyirci beklentisini sonuna kadar karşıladılar. Sahne performansları, makyajları, “Sound”ları üst düzeydi. “Black Metal” ülkemizde giderek sevilmekte, gelişmekte olan bir “Sound” fakat “Symphonic Black” konusu apayrı bir durum. 90’lı yıllardan beri seviliyor, sadece “Underground” ya da kısıtlı bir kitleden ziyade daha çok kişiye hitap ediyor. Bu sebeple bu tarz gruplar ülkemizde daha çok bekleniyor, seviliyor. “Galder” ve “Old Man’s Child” performansı gerçekten görülmeye değerdi, bundan ziyade Old Man’s Child bekleyen, izleyen kitleyi görmek enteresan bir deneyimdi. Umarım “Old Man’s Child” ve “Galder”i ülkemizde tekrardan ağırlama şansı yakalarız.

“LACUNA COIL”

Geldik zurnanın “Cristina” dediği yere.. Bir grubun bu kadar mı güzel sahne kostümü, makyajı olur.. Bu kadar mı güzel sese sahip bir vokali ve bu kadar güçlü sese sahip bir diğer vokali olur.. Lacuna Coil sahne süresi boyunca seyirciyi büyüledi. Ard arda en sevilen şarkılarını çaldı. Tam bir “Headliner” performansı sergiledi. Konserde hatalı giden, kötü duyulan, olmaması gereken hiçbir şey olmadı, herşey mükemmeldi. Cristina mükemmeldi. “Lacuna Coil” mükemmeldi. Uzun süre (şu güne kadar) neler yaşadığımı tam olarak anlamadım hala idrak edemiyorum. “Lacuna Coil” benim ve Bosphorus Metal Fest’e katılmış olan herkesin üzerinde inanılmaz bir etki bıraktı. “Lacuna Coil’in” resmen bir adet “Frontman” ve bir adet “Frontgirl” Cristina’sı var daha daha neleri var. Bu grup ve performansı uzun yıllar unutulmayacak, uzun yıllar yolu gözlenecek.
Muhteşem bir “Headliner” performansı sonrasında festivalin 2. Ve son gününü bitiriyoruz. Heyecan, merak ve sabırsızlıkla “Bosphorus Metal Fest 2026”yı bekliyoruz. Güzel ülkemin güzel festivalinde bana bu vizyonu paylaşma fırsatı veren başta Bahadır ve İbrahim olmak üzere festivalde çalışan tüm emekçi dostlarıma tüm katılımcılara sonsuz teşekkürler! “Lacuna Coil” performansı öncesi organizatör Bahadır Uludağların açıklamış olduğu gibi önümüzdeki sene sahne alacak gruplardan biri “Satyricon” Orada görüşmek üzere dostlar! Esen kalın, Metal ile kalın!

(Bosphorus Metal Fest mimarları İbrahim & Bahadır)

©2025@metaloda
“Her hakkı saklıdır. Kaynak göstermeden alıntı yapılamaz. Başka yerde yayınlanamaz.”

0 replies

Leave a Reply

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *