Bursa, metal müziğin yeni yerli öncülerinden KAPTAN KADAVRA’ya ev sahipliği yaptı.

TEMSİL YETENEĞİ GÜÇLÜ, TAKIM ÇALIŞMASINA YATKIN GRUP!

Kendi deyimleriyle Kaptan Kadavra; diksiyonu düzgün, dış görünüşüne ve kişisel bakımına önem veren, takım çalışmasına yatkın, iletişim ve temsil yeteneği güçlü, analitik düşünebilen ve İngilizce bilen beş kişiden oluşmaktadır. Öldükten sonra arkalarında bir şeyler bırakacakları motivasyonuyla üretim yapan grup; bu motivasyon ile günlük kaygılarıyla başa çıkabilmenin yanı sıra: pozitif, kendinden emin, kendisine ve çevresine enerji veren, güler yüzlü ve hepsinden önemlisi “kendini mutlu tanımlayabilecek” insanlar olma yolunda ilerlemektedir.

2021 yılında grubun ismini taşıyan “Kaptan Kadavra” adındaki ilk albümleriyle müzik piyasasına sert, güçlü ve bir o kadar da etkili bir giriş yaptı, kadrajımızdaki Ankaralı grup.

Öncesinde ne bir tekli, ne de bir EP çıkarmadan, müzik piyasasına attıkları emin ve direkt adımlarla gördükleri ilgi ve saygıyı oldukça iyi değerlendirip hız kesmeden üretmeye devam ettiler.

Vokalde Oset Kankoç, gitarlarda Anıl Özbek ve Barkın Seydioğulları, bas gitarda Gürkan Gürler ve davulda Anıl Atak’ın bulunduğu Kaptan Kadavra, DIY mantığıyla konser afişlerinden, albüm kapaklarına, hatta prodüksiyonuna kadar kendi bünyelerinde yaptıkları 3 albüm çıkardılar 2021’den bu yana.

Bu albümler sırasıyla death, sludge, black ve birtakım yan ögelerle harmanlayarak alıştığımız albüm kalıplarından bir hayli sıyrılan ilk albümleri “Kaptan Kadavra”, geçen sene dinleyenleriyle buluşan ve fikrimce ilerleyen süreçlerde grubun diskografisinde önemli bir basamak olacak olan “Mental Yara” ve kısa bir süre önce yayınlanan, 23 dakikalık kasvetini ülkemiz dahilinde yaymaya başlamış, şu sıralarda lansman turnesini yaptıkları “Steril ve Kimliksiz”.

(Bu albümleri inceleyeceğiniz zaman kitabı kapağına göre yargılamayın lafını bir kenara bırakın ve ve albüm kapaklarına da odaklanın, çünkü bas gitarist Gürkan Gürler tarafından tasarlanan albüm kapakları da albüm içerikleri kadar takdire şayan. )

Kendilerini ilk kez 2022 yılında düzenlenen MilyonFest Metal Kampı sırasında canlı olarak izlemiştim. O zaman ilk albümleri yeni çıkmış olmasına rağmen büyük ilgi odağımız olmuş ve gördüğüm en keyifli festival alanlarından birinde, yaz sıcağı ve öğlen biraları eşliğinde bize keyifli bir konser deneyimlettirmişlerdi.

 

Hatta o zaman bile, Oset Kankoç’un sahnede kendine has bir dünyadaymışçasına hareket etmesi, seyircisiyle arasına mesafe koymadan bütünleşmesi dikkatimi oldukça çekmişti. Bu sebeple bu denli sevdiğim Kaptan Kadavra’nın, “Steril ve Kimliksiz” albüm lansmanı turnesine Bursa’yı da eklemesi beni çok mutlu etti.

 

 

29 Eylül Pazar akşamı Hayal Kahvesi’nde düzenlenen konserlerinden önce kendileri ile kısa bir sohbet etme fırsatı da bulduk.

Bursa’nın “Eski Bursa”sını gezmiş, İskender’ini yiyip de gelmişler Hayal Kahvesi’ni sarsmaya.

Güzel sohbetleri, mütevazı ve sıcak yaklaşımları için de buradan kendilerine teşekkürler, biz çok memnun olduk. O gün konserde olmayan Anıl Özbek’e de buradan selamlar.

 

KANAYAN BURUNLAR, KAN, TER VE KAPTAN KADAVRA SAHNEDE!

Hayal Kahvesi’nin oldukça küçük sahnesinin gem vurmadığı seyircilerle birlikte, saat 22.30 civarında Bursalı metal grubu Raven Of Hell’in ardından büyük bir heyecan dalgasıyla sahneye çıktılar. Sahneye çıkmalarıyla birlikte seyircilerin bu anı bekliyormuşçasına hareketlenmesi bir oldu. Grup, bir köşeye hakim olacak şekilde sahneye yerleşti ve üç albümden de parçalar çalarak sahnede oldukları bir buçuk saati kan, ter ve bolca müzikle değerlendirdiler.

Kan demişken, ciddi anlamda kan.

Küçücük sahneye rağmen seyirci ara ara Kaptan Kadavra’dan aldığı gazla sahneye tırmanıyor ve kendini kalabalığın kollarına bırakıyor, kafamı ne zaman sahneden seyirciye çevirsem bir başka mosh pit kuruluyordu. Kırılan bira şişeleri ve ıslanan yerlerle birlikte herkes sırayla kendini yerde buluyordu.

Kanayan burunlar gecenin sonunda beyaz renkli Kaptan Kadavra merchlerine bir hayli renk kattı. Oset Kankoç büyük çoğunlukta bu pit’in ortasında oluyor, kimi zaman da alevlendiriyordu. Kalabalığı alevlendirme konusundaki becerisini Fred Durst ile yarışır düzeyde buluyorum.

 

Kişisel favorilerim olan Taşikardi, 2 Bıçak Darbesi ve Otofaji’yi de dinledikten ve enerjimi bir hayli attıktan sonra, her bir üyenin ayrı yeteneği ile, ara ara seyirciye verilen mikrofon, ayaküstü sohbetler ve bolca eğlencenin ardından gecenin son şarkısı “Et ve Kemik” ile geceyi sonlandırlar.

 

Bu güzel akşam için kendilerini tebrik eder ve Bursa’ya daha sık beklediğimizi ve belirtmek isterim.

Sağlıcakla.

 

©2024@metaloda
“Her hakkı saklıdır. Kaynak göstermeden alıntı yapılamaz. Başka yerde yayınlanamaz.”