Paradise Lost, “Embers of Europe” turnesinin İstanbul ayağı 5 Aralık 2023’te İstanbul IF Beşiktaş’ta gerçekleşti. Gotik metal müziğin öncülerinden olan grup, “Icon”un 30. yıldönümünü İstanbul’daki hayranlarıyla enfes bir gösteriyle kutladı.
İlk olarak 1988 yılında Birleşik Krallık ’ın Halifax şehrinde kurulan Paradise Lost, kariyerlerindeki ilk çıkışı 1990 yılında yayımladıkları ilk albümleri “Lost Paradise” ile yaptı; ancak geniş bir kitleye ulaşmaları ve büyük çapta ses geitmeleri 1993 yapımı “Icon” albümü sayesinde oldu. Bu albüm o kadar özel ki, geçtiğimiz günlerde bu albümün günümüz teknolojisi ile yeniden kaydedilmiş hali “ICON 30” adı altında bütün müzik platformlarında yayımlandı. İlk yıllarında doom metal ağırlıklı müzikler yapan grup, zamanla gotik metal türüne yönelerek ve bu iki türü kimi zaman harmanlayarak kendi seslerini oluşturdu ve kendilerinden sonra gelen gotik metal müziğine öncülük etmeye başladı.
(Paradise Lost İstanbul konserinden – foto: Deniz Irgas)
Peki, gotik metal tam olarak nedir? Metal müziğin bir alt türü olmasının yanında, melankolik melodilere ve oldukça karanlık, ağır bir atmosfere sahip olması, yavaş tempolu ritmine karşın ters köşelerle dolu ve çarpıcı kimliği, gotik kültürünün getirdiği nihilizm, ölüm, trajedi gibi konuları işlemesi ve sert brutal vokalden orkestral meleksi vokallere kadar pek çok farklı vokal türünü kullanması ile tanınan bir türdür. Gotik metalin “kült” ve öncü isimlerinden birisi de Paradise Lost olmuştur. İsmini John Milton’ın 1667 yılında yayınlanan kitabı Paradise Lost (Kayıp Cennet)’tan alan grup, şarkılarında da bu eser gibi mistik, dini ve grotesk tonlar kullanıyor. Milton’ın on kitaptan oluşan epik şiiri, İncil’de geçen Yaratılış hikayesinin yeniden yazımı olmakla beraber Adem ve Havva’nın Cennet Bahçesi’nden sürgün edilişini çarpık ve sorgulayıcı bir dille tasvir edişi ile günümüzde hala daha büyüleyiciliğini koruyan bir İngiliz klasiğidir.
Grubun İstanbul konserlerinin detaylarına gelecek olursak, her saniyesinin dolu dolu geçtiğini söylemekle başlanılabilir. Sahnede Paradise Lost öncesinde açılışı yapmak üzere ön grup olarak Sülfür Ensemble’ın seçilmesi bu geceye imza atan noktalardan biri. 2015 yılında İstanbul’da kurulmuş olan sludge/doom metal grubu Sülfür Ensemble, gerçekten de geceye yakışır şekilde sert ve bir o kadar da gaz verici müziklerini çaldılar. Ülkemizin başarılı metal gruplarından birini Paradise Lost ile aynı gecede izlemek ve sahne performanslarının da stüdyo kayıtları kadar sağlam olması fazlasıyla ihya edici bir deneyimdi. Ayrıca solist Erdem Çapar’ın sahnede taktığı iblis maskesi de oldukça dikkat çekici ve eğlendirici bir detaydı, kesinlikle şarkılarıyla yaratmak istedikleri atmosfere renk kattı.
(Sülfür Ensemble 5 Aralık 2023)
Sülfür Ensemble’ın coşturucu performansından kısa bir süre sonra ise herkesin beklediği üzere Paradise Lost sahneye çıkışını yaptı. Bizler tarafından bol bol sevinç çığlığıyla karşılanan grup, yaklaşık bir buçuk saat boyunca dinleyiciyi mest etti. Beklendiği üzere “Icon” albümündeki parçaların yanı sıra, “Ghosts” gibi popüler ve kıymetli parçalara da İstanbul konserinde yer veren grup, çaldıkları her şarkıda dinleyiciyi kendilerine adeta bir tılsımla bağladı. Yüzlerce kişinin bulunduğu devasa bir alanda adeta her dinleyiciye tek tek dokunmayı başardı. Rekor doluluk oranı gözlenen konser, her bakımdan sorunsuz ve dopdolu geçti. Beşiktaş’ta bulunan IF Performance Hall oldukça geniş bir kapasiteye sahip olmasına rağmen tıklım tıklım doldu, fakat özverili ekibi ve sağlam teknik altyapısı sayesinde geceyi temiz bir şekilde atlattı. Alanda bulunan herkesin bu deneyimin tadını çıkarması için canla başla uğraşan organizasyon ekibi de izleyiciden tam not aldı.
Şarkılarında yarattıkları karanlık ve belki de tekinsiz hissettiren o hava, sahnede de güçlü bir şekilde kendisini hissettirdi. Her ne kadar canlı bir ortam olsa da şarkıların ağırlığı, taşıdıkları hançer gibi keskin duygular bütün gece boyunca hissedildi. Bu adeta ağır, kara bulutlarla bezeli ama bir o kadar da insanı derinine çeken ortamda bulunduğum sürece içimde bir yerlere gömdüğüm hisleri tekrardan gün yüzüne çıkardı. Hepimizin zaman zaman hissettiği keder, yalnızlık ve tükenmişlik gibi duyguları en güzel ifade eden türlerden biri gotik metaldir, bu türü en iyi icra eden gruplardan birisi ise Paradise Lost; bunların doğruluğunu ise 5 Aralık gecesi bir kez daha gördük. Acıları yorgunlukları anlaşılmayan bir salon dolusu insan düşünün, ve bütün bu insanların yükünü birkaç saat için bile olsa omuzlarından alan, adeta “Biz de sizin yaşadıklarınızı yaşıyoruz, yalnız değilsiniz!” diye haykıran şarkılar ve o şarkıları tüm kalpleriyle sahnede çalan usta müzisyenler… İşte Paradise Lost’un sahnesi tam olarak böyle bir deneyimdi; karanlığımın ve hüznümün anlaşılmasının vermiş olduğu çarpık bir mutluluğu yaşattı. Grubun sahnede izleyicisiyle adeta bir oluşu, performansları esnasında yansıttıkları içtenlik onları kıymetli kılan özelliklerden birisi. Sahneyi izlerken gerçekten de onların da bizden biri olduğunu anlamak ve kendimizden parçalar görmek oldukça huzur vericiydi. Grup üyeleriyle bu bağın kurulmasının yanı sıra, kalabalıktaki herkes birbirine görünmez bir iplikle bağlandı: bu iplik; hayatı boyunca ötekileştirilmiş, Kafka’nın Samsa’sı ve Camus’nün Meursault’su gibi topluma yabancılaştırışmış, aidiyet hissini kolayca bulamayan insanları birbirine kenetledi. Bu iplik, Paradise Lost’un eşsiz ve görkemli bir biçimde ruha musallat olan şarkılarıydı.
(Paradise Lost İstanbul konserinden – foto: Deniz Irgas)
Kısacası, gecenin sonuna gelindiğinde herkes adeta sıkıntılarından arındırılmış ve Paradise Lost şarkılarının sihirli, yaldızlı karanlığına kendisini bırakmıştı. Görülmeyen, anlaşılmak istemeyeni kucaklayan; insan doğasının “çirkin” ve “kötü” olmakla suçlanıp lanetlenen ışıksız kalmış yanlarını gerçek güzellikleriyle resmeden gotik metal ve bu müziği müthiş bir yetenekle bizlere sunan Paradise Lost, her zaman kalbimdeki özel yerini koruyacak. Kendilerini ilk defa canlı olarak dinleyebilmek, kalabalığın içerisinde kendi duygularımın düğümünde kaybolmak unutamayacağım bir mühür olarak ruhumda yer edindi.
©2023@metaloda
“Her hakkı saklıdır. Kaynak göstermeden alıntı yapılamaz. Başka yerde yayınlanamaz.”