Sülfür Ensemble; Erdem ÇAPAR, Levent Fırat ERSOY, Onat HAFIZ ve Burak ÖZGÜNEY’li kadrodan oluşan bir Doom & Roll grubu. Kurulduğu günden bu yana, bizi kirli-gürültülü müziğin kölesi yapmayı kafaya takarcasına, üç EP yayımladı. Yurtiçinde bir çok şehirde konser veren Grup; canlı performansları ile de bir hayli konuşuluyor. Bir Sülfür Ensemble konseri, sizin müziğe olan bakış açınızı derinden etkileyebiliyor (evet, iddia ediyorum). Bu sebepledir ki, yapmanız gereken ilk iş, en yakın Sülfür Ensemble konserine bilet almak ve tabii ki öncesinde bu röportajı okumak.
“Metal tanrıları vardır ve onlar zaten ışıklarını üzerimizden çekmezler…Iommi gibi, Dio gibi, Judas Priest, Mantas gibi; ama bir grubun ya da idolün çizgisinden yürümek meselesi bizlik değil, bizce bir grup için olmaması gereken bir şey.” Sülfür Ensemble
Selamlar. Yine ben 🙂 Bir Adana konseri sonrası keyifli bir röportaj gerçekleştirmiştik. Bu sizlerle 2. Röportajım. Bir Sülfür Ensemble fanatiği olarak da bundan dolayı gururluyum. Nasılsınız, keyifler nasıl?
Levent: Gayet iyiyiz, her zamanki gibi; iş, güç, aile hayatı ve konserlerde insanları “doom”’lamakla meşgulüz
Erdem: Levent beye katılmamak ne mümkün.
Bir önceki röportajı kaçıranlar için bize Sülfür Ensemble’ın bir araya geliş öyküsünü anlatabilir misiniz?
Levent: Bir gün Pedro’yla müzik sohbeti yaparken doom metal’den laf açıldı, ikimiz de kafamızdaki doom-sludge-occult rock-doom and roll fikirlerini birbirimizle paylaşıyorduk, sonunda bi’grup kurmaya karar verdik ve SÜLFÜR ENSEMBLE’ın ilk temelleri atılmış oldu.
Erdem: Sonra bir gün beni çağırdılar. Bu kadroya hayır diyemezdim.
(Erdem Çapar – Sülfür Ensemble)
Konser trafiği yoğun gibi. Daha doğrusu yılın son çeyreğinde trafik daha bir yoğunlaştı. Balkanlardan gelen soğuk hava kitlesinin doom üzerine etkileri mi bu durum ?
Levent: Memleketim Transilvanya’dan gelen doom rüzgarları da denebilir 🙂 konser işi tamamen talep üzerine yürüyor şu sıralar, bizi talep eden organizasyonlara davet ediliyoruz, grup adına güzel bi durum ve bundan çok memnunuz
Erdem: Aslında tahminlerimizin altında sayıda konser veriyoruz ama bunda tabi ki başka şehirlere gitmenin maliyetli oluşunun da büyük etkisi var.
Farklı şehirlerde de sahne almaktan keyif alıyorsunuz. Elbette her grup için keyifli bir durumdur ama konser takviminize bunu dengeli olarak yaydığınızı gözlemledim. İki kez üst üste İstanbul’da sahne almak yerine, İzmir-Ankara-İstanbul oldu mesela. Bu, gruba artan bir ilgi olduğunu mu gösteriyor?
Levent: evet öyle görünüyor. konser talepleri oldukça değerlendiriyoruz ve organizasyonla uygun tarihi belirliyoruz.
Erdem: İstanbul’da çalmak bizim için çok kolay, mekanla hızlıca anlaşıp evden çıkıp çalıp dönüyoruz. Belki de o yüzden zor olan daha heyecanlı oluyor.
(Levent Fırat Ersoy – Sülfür Ensemble)
Az önceki soruyu biraz da şunun için sordum… Adana konserinden sonra gerçekten inanılmaz olumlu yorumlar aldınız. Ve bu olumlu yorumların bir çoğu da genç metalci arkadaşlarımızdan geldi. Yaptığınız müziği örnek alarak yol haritasını çizen genç gruplarımız da oldu. Adana’ya sipariş ettiğim tişört sayısından da bunu anlarsınız. Ekstrem metalin gençler arasında zirve yaptığı dönemde, Sülfür Ensemble’ı özel kılan sizce ne oldu?
Levent: bence bu müziği icra ederken ki samimiyetimiz ve ciddiyetimiz. sahnede kafa sallamak istediğimiz için kafa sallıyoruz, ya da coşuyoruz bu konuda samimiyiz. bizce rocknroll bir sanat formu anlamında “canlı” icra edilen bir kategoride, bu sebeple de, “sanatımızı” icra ederken ciddiyetle bunu yapmak istiyoruz, bunu performansımızdan, sahne dekorasyonumuzdan, görsellere itina etmemizden vs anlayabilirsiniz…
Erdem: Biz kayıtlarımızı da konser gibi canlı yapıyoruz, insanlar CD’den ya da streaming servislerden ne dinliyorlarsa sahnede de aynısını duyuyorlar. Bu da büyük bir ihtimal insanlara etkileyici geliyor. Bir de birçok yerde söylediğim gibi biz bir metal grubunu izlemeye gittiğimizde sahnede ne görmek istiyorsak onu yapıyoruz.
“Ben Türkiye metal ortamının tek albümlük gruplar çöplüğü olduğuna inanıyorum.” Erdem Çapar/ Sülfür Ensemble
Sizi Adana’da ve İstanbul Karga’da canlı dinleme fırsatı bulmuştum. Son Ankara konserinizi maalesef kaçırdım. Dinozor’da sahne almaktan da keyif aldığınızı biliyorum. Peki Sülfür Ensemble için, en unutulmaz konser dendiği zaman aklınıza hangisi ya da hangileri geliyor?
Levent: herkesin kendi fikri olacaktır ama benim için FREEDOOM unutulmazdı. Bi’kere bu konserde oğlum resmi olarak SÜLFÜR ENSEMBLE roadie’liği yaptı (iyi bir ücret talep etti ve ödemeyi peşin aldı 🙂 ) bu benim için konseri unutulmaz kılıyor. ayrıca konser de çok pozitif vibe’a sahip güzel ortamlı bir konserdi. bu sebeple beleş DOOM 🙂 dağıtılan FREE DOOM konseri benim için unutulmazdı diyebilirim
Erdem: Sen varsın diye demiyorum ama sanırım Adana konserimiz benim için en unutulmaz Sülfür Ensemble konserlerinden biri. Ortam, sahnenin şekli, seyircinin deliliği, vs.. hala aklımda. Bir de Haziran 2018’de 2. EP’yi yayınladıktan sonraki ilk konserimiz (Karga’da olmuştu) de unutamadığım konserlerden biriydi. Zira, ben Türkiye metal ortamının tek albümlük gruplar çöplüğü olduğuna inanıyorum, 2. Yayınımızın beğenilip beğenilmediği konusunda epeyce stresliydim o gün ama herkes bütün şarkıları kısa sürede ezberlemişti, çok heyecanlanmıştım.
Yeni EP hazırlıkları ne durumda? Gerçekten artık sabırsızlanıyor ve sizi darlama aşamasına geldiğimizi söylemek istiyorum.
Levent: arşivime baktığımda son iki senede 30’a yakın yeni beste yaptığımı gördüm 🙂 gün ışığını görecek olanları belirlemeye başladık ve bu listeyi “uzun uğraşlar sonucu” süzdük ve belirlediğimiz şarkıları tekrar prodükte etme aşamasındayız. umuyoruz bu yaz tüm kulakları DOOMlayacağız
Erdem: İş güç ve aile yoğunlukları yüzünden yavaş hareket ediyoruz ama birkaç aya bir şeyler paylaşırız heralde.
Yeni EP de canlı kayıt olacak değil mi?
Levent: kesinlikle! play it heavy, play it live, play it slow.
(Burak Özgüney – Sülfür Ensemble)
Yurtdışından dinleyenler oluyor mu? Size gelen yorumlar vs.? Yurtdışında da konser düşünceniz var mı?
Levent: evet. özellikle bandcamp v.b. mecralardan ya da yurtdışı tanıdıklarımızın kendi network’lerine ulaştırdıkları kadarıyla dinleyen oluyor ama açıkçası yurtdışına çok da hakkıyla fokuslandığımızı söyleyemem. yurtdışı konseri, evet tabii ki çalmak isteriz ama istediğimiz koşulların oluşması bizim için önemli. P
Erdem: Kime dinletsek övüyor da devamı gelmiyor hahahaha
Müziğiniz, metalin köklerinden besleniyor, bu aşikar. Sertkaya şarkısında da bir çok şarkıya atıf var. Müziğinizde özel olarak idol gördüğünüz, çizgisinden ilerlediğiniz gruplar ya da kişiler var mıdır?
Levent: Metal tanrıları vardır ve onlar zaten ışıklarını üzerimizden çekmezler…Iommi gibi, Dio gibi, Judas Priest, Mantas gibi….ama bir grubun ya da idolün çizgisinden yürümek meselesi bizlik değil. çünkü bir grup kurduğunuzda o artık bağımsız ve eşsiz bir varlık oluyor ve kendi çizgisi üzerinden yürümeli, bahsettiğim şey etkileşim değil, yanlış anlaşılmasın.. etkileşim her zaman var, ama “çizgiden yürümeye” çalışmak, işte o bizce bir grup için olmaması gereken bir şey.
Erdem: Klasikleri çok seviyoruz, çünkü onlar da en başta alternatifti, farklıydı, sonradan klasikleştiler. Levent’in verdiği isimlerin hepsi bizim için çok kıymetli isimler. Bunlara Bon Scott, Phil Lynott, Joey Ramone falan gibi efsane isimleri de ekleyebilirim. Ama çizgisinden ilerlemek? Belki, vokal yaparken Max Cavalera’nın açtığı yoldan gitmeyi tercih ettiğimi söyleyebilirim.
(Onat Hafız – Sülfür Ensemble)
Yerli ve yabancı gruplar bazında, son zamanlarda yoğun bir konser takvimi var. Bir hayli ölü geçen (özellikle yabancı grup konserleri açısından) dönemden sonra bu ani sıçramanın sebepleri sizce nedir?
Levent: can sıkıntısı
Erdem: Sektörün içinde olduğum için bu konuda çok net bir cevap verebilirim: B İ L M İ Y O R U M
Sahneyi çok dolduruyorsunuz. Maskeler giyiliyor, bayraklar sallanıyor, pankartlar kalkıyor vs. Bu seyirciyle olan etkileşimi de olumlu yönde etkiliyor. Sahnede yeni sürprizler de olacak mı?
Levent: sürprizlere hazır olun!
Erdem: En büyük derdimiz bu, her sefer üste bir şey koydukça günün birinde konsere tırla gitmek zorunda kalacağız gibi geliyor.
Ayrıca merchün de zenginleşmesini, sweatshirtlerin de bir an önce eklenmesini talep ediyoruz:)
Levent: müracaat Erdem Çapar
Erdem: Sweatshirt üretimi biraz maliyetli ya.Ama bir fikrimiz var, du bakalım hele.
Maalesef sona gelmiş bulunuyoruz. Sizlerin son olarak dinleyicilerinize söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Levent: sizi seviyoruz. play it heavy, play it slow
Erdem: Müziğimizi paylaştığımız herkesi seviyoruz. Ulu önder Ronnie James Dio’nun da dediği gibi: Long Live Rock’n’Roll!
Röportaj teklifime olumlu dönüş sağladığınız için kendim ve Metal Oda adına çok teşekkür ederim. Umarım birkaç yıl sonra hattrick yaparım. Konserlerde görüşmek üzere.
Levent: muck
Erdem: Hail!
Tüm fotoğraflar için @livemetalshots Burak Baban’a teşekkürlerimizle.
Röportaj: Ersoy Yıldız / Metal Oda
©2025@metaloda
“Her hakkı saklıdır. Kaynak göstermeden alıntı yapılamaz. Başka yerde yayınlanamaz.”