Stoner rock türünün başarılı temsilcisi, favori yerli ve milli rock gruplarımızdan THIEVES ON THE OVERPASS (TOTOP) ile 1 Mart 2024’te çıkardıkları ilk albümleri Pitch-and-Toss ‘u, grubun hikayesini ve yeni projelerini konuştuk.

Sevgili TOTOP. Sohbetimize hoş geldiniz. Sizleri tanıyabilir miyiz?

TOTOP: Öncelikle hepimizin cümlelerinden oluşan toplu bir girişle başlayalım: Biz Ankara’dan Thieves on the Overpass. 2019’da Atıl’ın, Mali’den gitarist istemesiyle ve Mali’nin de “Neden ben çalmıyorum” demesiyle kurulduk diyebiliriz. Pandemi bütün dünyayı vurduğunda bizim de hayatımız kaydı ve şarkılar çok biriktiğinden albüm yapmak için evimizin yakınındaki boş bir çarşıya ’20 sonlarında kendi stüdyomuz İNN’i kurduk (Mali kurdu, Atıl kettle’dan su kaynatıp çay servis etti). 18 Mart ’21’de albüm kayıtları başlasa da kayıt sürecinin bitmesi ’22 sonlarını buldu. Hatta bu süreçte hayatı boyunca bir kez bile ciddi ciddi şarkı söylemeyen Mali, vokal olmayı öğrendi. Bu yüzden kayıtlar çok uzun sürdü. Albümün yayınlanması ise ’24’ü buldu, zaten biliyorsunuz. Albümü yayınlamadan önce kaydettiğimiz şarkılardan 6 adet single, 2 adet de EP yayınladık. Ne yazık ki albümü sadece 2 kişi kaydettik, diğer iki kardeşimiz şarkılar yayınlanırken gruba dahil olabildiler. Başka eklemek istediğimiz bir şey olmadığı için grup elemanlarını şöyle özet geçebiliriz:

Mehmet Ali Akınoğlu (aka Mali) – Vokal, Gitar

Kağan Torpil – Bas

Mehmet Fatih Alp – Gitar

Atıl Doğan – Davul

Sizler eski arkadaşlarsınız değil mi? Benim de hayalimdi çocukluk arkadaşlarımla rock grubu kurmak. O zamanlar, yani teenager yıllarımda büyük bir BON JOVI hayranıydım. Bence hem çok özel hem de çok güzel, temelinde eski arkadaşlar olan bir rock grubu.

Mali: Biz Atıl ile liseden beri arkadaşız. O zamandan bu yana kendi müziğimizi yapma ve farklı bir tarz oluşturma hayalimiz vardı. En sonunda delirip kendi albümümüzü kaydetmeye karar verdik; ruh sağlığımız için en iyi karardı. Birbirimizi uzun zamandır tanımamızın ve aynı müzik türlerinden etkilenmemizin bu albüm üzerine etkisi çok büyük oldu. Bu süreçte Atıl olmadan yapamazdım, o da bensiz yapamazdı; hep birbirimizi tamamladık. İyi bir arkadaşın böyle şeyler için çok önemli olduğunu anladım.

Mehmet Fatih: Gruba sonradan dahil olsam da Atıl ile uzun zaman önce, lise yıllarında beraber müzik yapıyorduk. Daha sonrasında yollarımız bir süre ayrılsa da birbirimiz ile tesadüfen karşılaşıp TOTOP’ta birleştik. Yıllar önce beraber çaldığımız müzik ruhunu kaybetmediğimizi ve bunun da TOTOP’a yansıdığını kesinlikle söyleyebilirim.

Kağan: Ben de gruba sonradan dahil oldum. Bunun yanı sıra, Atıl ile TOTOP’tan üç yıl önce bir Blues projesinde beraber çalışmıştık. Birbirimizi müzikal olarak tanımamızın, grubun müziğine olumlu etki bıraktığını düşünüyorum.

(Mali & Atıl)

TOTOP’un adından bahsedelim. Ben hikayenizi biliyorum ama okurlarımız için sizden dinleyelim.

Atıl: Mali’yle İNN’de Milyon Dolarlık Sorular’ın gitar kayıtlarını aldıktan sonra yan dükkâna hırsız girmiş. Tabii bizim ertesi güne kadar haberimiz yok. Sonraki gün kamera kayıtlarını incelerken gördük ki, kayıt süresi boyunca yaklaşık 4 – 5 saat kadar, bütün bir gece boyunca üst geçitten hırsızlar tarafından gözetlenmişiz. Bunun üzerine Thieves on the Overpass adında bir şarkı yazmıştım ama Mali grubun adı olsun dedi, böyle yaptık. Aslında 4 sene isimsiz kaldığımız için grubun adını Pitch and Toss koymuştuk ama bu isimde farklı gruplar da olduğu için vazgeçtik ve Thieves on the Overpass’te karar kıldık. Yine de Pitch and Toss ismi de bizimle özdeşleşti ve albüm adı olarak kaldı.

Canavar gibi rock yapıyorsunuz; işlerinizi beğeni ile dinliyor ve takip ediyorum. Spotify’da dinleyicileriniz her gün artıyor, Spotify New Music Friday listesine de girdiniz. Grubun soundu nasıl şekillendi peki? Siz soundunuzu nasıl tanımlarsınız?

Mali: Grup olarak çok fazla Stoner rock, Garage rock ve Palm Desert dinlediğimiz için bu tarzlarda hem Türkçe hem de İngilizce sözlü albüm yapmak istedik. TOTOP’un sound’u temelinde daha bluesy ve fuzzy gitar tonlarında, davullar old skool ve groove’lu, baslar hafif heavy metale kayan psychedelic fuzz tonlarında, vokaller ise müziğin dinamiğine ters sakin bir yapıda.

Sizleri ilk olarak Yalanların Ütopyası teklisiyle tanıdık 2023 yılında. Daha sonra Bubi Tuzağı, HayalET, Dağ Zirvesinde Gemi Enkazı gibi tekliler birbirini takip etti. Aklınızda hep komple bir albüm çalışması var mıydı?

Mali: Zaten yayınlamaya başlamadan önce albüm çalışmasını bitirmiştik. Bu yüzden bütün şarkılar hem tema olarak hem de sound olarak birbirine yakın oldular. Başlarken de hep bir albüm yapma isteği içindeydik. Teklilerin yayınlanması, dinleyiciyi albüme hazırlama ve böyle bir müziğe kulaklarının alışması için artçılardı.

TOTOP: Jeoloji mühendisi kardeşimiz Mehmet Fatih’in iddiasına göre artçı değil öncü denmesi lazımmış. Ama artçı deyince daha havalı olduğu için böyle bırakıyoruz…

(HayalET –  Thieves on the Overpass)

İlk albümün heyecanı nasıl bir duygu?

Mehmet Fatih: Atıl ve Mali ile gitar kayıt sürecinden sonra demoları dinlediğimde büyük bir heyecan içerisindeydim. Albümü bir müzik platformunda dinleyebilmek bile hayal gibi geliyordu. Teklileri yayınladığımızda, dinleyici ile iyi bir enerjinin yakalandığını gördüğümde, albümün iyi geri dönüşler alacağını düşünüyordum. Nitekim öyle de oldu. Demolardaki o heyecan hâlâ devam etmekte.

Atıl: Kayıtlar 20 ay sürdüğü için süreç hiç bitmeyecek sandım. Zaten şarkıları kendimiz de çok beğendiğimiz için işi rafa kaldırmadık diyebilirim. Parçaları bestelerken en çok da kendimiz bir dinleyici gözüyle bakıp sever miyiz, buna dikkat ettik. Bu yüzden gönül rahatlığıyla yayınlamaya karar verdik.

Şarkı sözleriniz çok ilginç. Sözler için ilham nereden geliyor? Sanki biraz Indie Rock gruplarındaki sözler gibi günlük hayattan da ilham alıyor mu?

Atıl: İlginç bulduğunuz için teşekkürler, amacımız da buydu diyebilirim. Biraz marjinaliz de :p Tabii ki sözlerde günlük hayattan etkileniyoruz. Hepimiz gibi biz de aynı hayatı yaşıyoruz; iş, okul, trafik vs. fakat Mali’yle estetik anlayışımız hemen hemen aynı olduğu için ortak bir yazım tarzı bulduk ve hep buradan ilerledik. Yaşama da farklı yaklaşmaya çalıştığımız için sözler bu şekil oldu.

Gemiler geçiyor sözlerden: Dağ Zirvesinde Gemi Enkazı, Korsan Gemileri gibi. Bir deniz tutkunuz var mı? Bir de dağ zirvesindeki gemi Nuh’un gemisi mi? Korsan Gemileri, albümde en sevdiğimiz çalışmalardan biri oldu. İçinde deniz olmasına rağmen dinleyende uyandırdığı his Pan-American Highway’de tozu dumana katarak ilerleyen bir klasik arabanın görüldüğü film kareleri adeta.

Atıl: Benim deniz tutkum yok ama Mali’nin varmış, şimdi sordum. “Ama yıllardır birbirimizi tanıyoruz şimdi, böyle şeyleri sormaman lazım” dedi ve %100 haklı. Denize tutkum olmamasına rağmen gemili şarkıların fikri benden çıktı. Ankara’nın iklimi bozkır olduğu için bir çöl teması kurduk ve bunu müziğimize de uyarlayıp buradan devam ettik. DZGE’deki gemi ise Nuh’un Gemisi değil çöle düşmüş bir uzay gemisiydi ama sonra araya kaynadı.

Mali: Pan-American Highway’de uzay gemisi sürmek isteyen varsa şarkıyı dinleyebilir…

Peki TOTOP’un yol haritası var mı? “Pitch-and-Toss “un çıkışıyla beraber albüm tanıtımları, konserler gelecek mi?

Kağan: 27 Nisan’da, Ankara’da ilk konserimizi vermek için hazırlık içerisindeyiz. Aynı zamanda, şu an 2 adet akustik parça bulunan bir mini EP üzerinde çalışıyoruz. Yol haritamız ikinci albüm için beyin fırtınası yapmak, bu süreçte mümkün olduğunca dinleyicimizle buluşmak ve müziğimizi son ses duyurmak.

En sevdiğim soru: sizler için müzik ne demek tek kelimeyle

Atıl: Anlam.

Mali: Dönüşüm.

Kağan: Vasıflılık.

Mehmet Fatih: Uyum.

 

Sohbetimize vakit ayırdığınız için teşekkürler!

(Thieves on the Overpass)

©2024@metaloda
“Her hakkı saklıdır. Kaynak göstermeden alıntı yapılamaz. Başka yerde yayınlanamaz.”