heavy metal

Heavy Metal Müziğin keyifle dinlendiği İstanbuldaki nadir mekanlardan biri olan Dorock XL Venue ‘da nostaljik bir Kemancı Gecesi düzenlendi. 2000 ’lerin başlarında en güzel zamanlarını yaşadığım Beyoğlu ’nun Rock Barları hala kurtarılmış bölgeler. Nevizade’deki Dorock Heavy Metal Club ve eski Fitaş sahnesinde gerçekten müthiş bir konser alanına sahip Dorock XL Venue, işletmelerinin mükemmelliği ile öne çıkan mekanlar.

Dışarıdaki ürkütücü kalabalıktan sıyrıldığınız anda bambaşka bir dünyaya adım attığınız Dorock  XL Venue, kapılarını 20 Kasım 2021’deki Hayko Cepkin konseri ile açmıştı. Benim Dorock XL Venue’da ilk seyrettiğim konser ise 27 Kasım’daki Norveçli progresif metal devi Leprous idi. Leprous’un müthiş sahne performansı Dorock’ın kusursuz müzik düzeni ve birinci sınıf bar hizmetiyle birleşince gerçekten eşsiz bir gece yaşamıştım. Leprous Aphelion incelememi metaloda.com‘da okuyabilirsiniz (https://metaloda.com/leprous-aphelion-izlenimleri). Dün akşam biraz erken gidip, teras katındaki Dorock XL Rooftop’ta güneş batmadan vakit geçirdim. 22 Nisan’daki nostaljik Kemancı Warm Up gecesinde yolu Kemancı’dan geçmiş ünlü sanatçı ve grupların yıldızlar geçidine şahit olduk: Sahte Rakı’dan Ogün Sanlısoy’a, Gür Akad Band’den Hayko Cepkin’e, Kök Kadro’dan Killing’e, hem sanatçılar hem de (doğal olarak yaşını başını almış) Kemancı müdavimleri biraraya gelmenin mutluluğunu yaşadı. Türk Rock Akademisi olarak bilinen ve pek çok müzisyeni Türk müzik camiasına kazandırmış olan Kemancı, eski işletmecilerinden müşterisine, DJ’inden kapı görevlisine kadar bu özel gecede bir araya geldi.

heavy metal

Dorock XL Venue ekibi Beyoğlu’nu geri almak için yola çıkmış ve bunu başaracak gibi de gözüküyor. Dediğim gibi ben en güzel zamanlarına tanıklık ettim Beyoğlu’nun. İş arasında öğle yemeğine kaçtığım Sofyalı, Yakup ve şimdi aklıma isimleri gelmeyen çoğu çoktan  kapanmış olan harika restoranlar, yılın bu en güzel zamanlarında şerbet gibi havada Tünel’den Taksim’e çın çın öten tramway sesi eşliğinde yürümeye doyamadığım, her adım başı bir sanatçıyla burun buruna geldiğim, zeminin arnavut kaldırımı olduğu güzelim zamanlar… İstanbul aşığı dansçı ve koreograf, dans tiyatrosu üstadı Pina Bausch’u hatırlıyorum mesela: Galatasaray Lisesi’nin önünde gözleri ışık ışık, İstanbul tarafından büyülenmiş yürürken…Çok sevdiği İstanbul’a, prömiyeri o zamanlar açık olan AKM’de yapılmış olan Nefes adlı eserini hediye etmiştir kendisi.

Bir zamanlar İstanbul’un kültür ve eğlence hayatına yön vermiş ve bugün maalesef yokolmuş, sadece anılarda yaşayan Lale, mimarisini çok sevdiğim Emek, Sinepop, Saray ve Dünya Sinemalarından geriye Fitaş Pasajı (ki Fitaş, Film İşleri Türk Anonim Şirketi’nin kısaltmasıdır) ve Beyoğlu Fitaş Sinema Salonu kalmış. Fitaş Pasajını yeni bir cazibe merkezi ve kültür kompleksi yapma yolunda attıkları adımlar için Dorock XL Venue ekibini kutluyorum. Yenilenen AKM’si ve yeni kültür duraklarıyla artık sadece anılarımızda kalan Beyoğlu’nun geri dönmesi umuduyla, müzik ve sanatla kalın diyorum.

heavy metal

Not: AKM otoparkından çıkarken, atriyumdaki resim sergisine takıldı gözüm. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamındaki “AKM Çocuk Sanat Festivali” resim sergisinde çocukların gözünden opera ve bale konulu resimler yer alıyordu. Çocukların bol bol renk kullandıkları resimlerden biri dikkatimi çekti:  İstanbullu 8 yaşındaki Alya Turgut’un bale sanatçısı figürü, dansı, hareketi ve anı yakalamış olmasıyla beni derinden etkileyip, yüzümde bir gülümseme bıraktı. Burada paylaşıyorum.

 

heavy metal

 

©2021@metaloda
“Her hakkı saklıdır. Kaynak göstermeden alıntı yapılamaz. Başka yerde yayınlanamaz.”

2 replies
  1. Korhan Kodaman
    Korhan Kodaman says:

    Muhteşem bir akşamdı. Son yıllarda yapılmış bir en ruhlu organizasyon oldu belki de. Umarım “warm up” ile ısınan Kemancı müdavimleri bir gün yine Kemancı’nın içinde daha büyük organizasyonlar ve coşkuyla bir araya gelirler.

Comments are closed.