Michael Schenker sadece bir gitarist değil, hard rock ve heavy metal tarihinin temel taşlarından biri. Flying V gitarı, akıcı cümlelerle örülü soloları ve melodik diliyle bir dönemin sesini şekillendiren isimlerden biri oldu. Metallica ve Iron Maiden gibi dev grupların gitaristleri üzerinde bıraktığı etki açıkça hissediliyor. Ama Schenker hiçbir zaman kalabalığın peşinden gitmedi. Işıklardan uzak durdu, modaları takip etmedi ve daima gitarıyla konuştu. My Years with UFO albümünde, efsaneleştiği UFO dönemine geri dönüyor ve o şarkılara yeni bir hayat katıyor. Üstelik bunu inanılmaz bir müzisyen kadrosuyla birlikte yapıyor.
Gojira ile İlk Karşılaşma: Bazen Kaçsan da Kurtulamazsın
Müzik öğretmenliği okuduğum yıllar… Tarihini tam hatırlamasam da 2014’ün soğuk bir kış gününe denk geldiğini biliyorum. Üst sınıftan bir arkadaşımın çatı katındaki, nemli ve ısınma sorunu olan evinde, içinde ne olduğunu hatırlamadığım sıcak bir bitki çayı eşliğinde misafirdim. Sessizliği bozmak için açtığı müzik o anın yönünü tamamen değiştirdi. Hatta bir tür travmaya dönüştü.
Bazı kadroları görünce ister istemez iki kere bakarsınız. Sign of the Wolf’un albüm tanıtımı karşıma çıktığında öylece kalakaldım. Tony Carey. Rainbow’un Rising albümünde o büyülü klavyeleri çalan adam. Vinnie Appice ya da. Dio ve Black Sabbath‘ın davul canavarı. Doug Aldrich ise hem Dio hem Whitesnake gitaristi. Ve Andrew Freeman… Last In Line’daki performansıyla kendini fazlasıyla ispatladı. Son yıllarda gelen en sağlam vokalistlerden biri. Bas gitarda ise Chuck Wright var; Quiet Riot’tan, House of Lords’tan tanıdığımız, uzun yıllardır bu işin mutfağında pişmiş bir isim.
Sleep Token Even in Arcadia: Müziğin Bilim Kurgusu
Ritüel, Melankoli ve Sınır Tanımayan Bir Anlatı
Evren sonsuz ihtimallerle doludur. Sanatta ise en çok ilgimi çeken, öngörülemez olan, şaşırtan ve yoldan sapanlardır. Sleep Token da işte bu “sapmaların” en şiirsel olanlarından biri olarak playlistimde kendine yer buluyor.
Tazelik, farklılık ve orijinallik açısından, onlar için rahatlıkla “müziğin bilim kurgusu” denebilir. Tıpkı bağımsız yapım bir bilim kurgu filmi gibi: gizemli, atmosferik, deneysel ve ruhunu bir tanrıya adamış…
İsveçli rock fenomeni GHOST ‘un ilk çıkış parçası “Ritual”ı dinlediğim günü hâlâ hatırlıyorum. Daha ilk notalarda çarpıldım. O şarkı, grubun ne yapmak istediğini açıkça gösteriyordu: Karanlık görünümlü ama melodik yapısıyla akılda kalıcı, sahneye ve teatraliteye önem veren, geçmişin estetiğini bugüne taşıyan bir rock grubu. O zamandan beri Ghost’u yakından takip ediyorum. Özellikle her yeni albümde ve sahne şovlarında gösterdikleri gelişim dikkat çekici.
The HU, günümüzde Folk Metalin en önemli temsilcileri arasında yer almaktadır. Folk Metal’e Moğol ezgilerini, destanlarını, müziğini, geleneksel müzik aletlerini diğer ifadeyle Moğol kültürünü ekleyerek uluslararası alanda önemli bir başarıya sahip olmuştur. Coachella da dahil olmak üzere dünyanın farklı festivallerinde sahne almaktadır. Mevcut dönemde yeni dünya turuna çıkan The HU, Temmuz 2025’te İstanbul’da konser verecek ve Türkiye’nin metalheadleri ile tanışacaktır.
Illusions Play grubunun özel konuk olacağı 9 Mart 2025 Psychonaut 4 konseri yaklaşırken, grubun Empire of Desolation albümünü Uğur Haspolat’tan dinliyoruz:
Yeni Jethro Tull şaheseri geliyor!
7 Mart 2025 tarihinde tamamı yayınlanacak progresif rock ın eşsiz grubu Jethro Tull ‘ın yeni albümü “Curious Ruminant” ın aynı adlı ilk teklisi dün dijital müzik platformlarına düştü.
Evet müzik dolu bir yıl daha geride kaldı. Metal Oda için harika bir yıl olurken Instagram’da yaklaşık 25 bin takipçiye ulaştık.
2024’te öne çıkan röportajlarımız ise YouTube Metal Oda’ya konuk olan Profesör Brian Cox, Judas Priest Ian Hill, mezzo-soprano Marina Viotti, metal cellist Raphael Weinroth-Browne, Hayko Cepkin, Myrath, Septicflesh, gitar virtüozu Al Di Meola ve Jethro Tull efsanesi Ian Anderson oldular.
Türk doom-death metal sahnesinin öncüsü Illusions Play, 10 yıllık sessizliğini bozdu! Yeni Albüm “Empire Of Desolatıon” ve yeni Lyric Video yayınlandı.
Grubun ilk olarak 17 Kasım 2024 gecesi October Tide (İsveç) ile sahne aldığı İstanbul konserinde lansmanını yaptığı yeni albümleri Empire of Desolation, 13 Aralık Cuma günü tüm dijital platformlarda yerini aldı! Yeni albüm fiziksel formatta bandrollü Digipak CD olarak da yayınlandı.
Music, Lyrics: Illusions Play
Mix/Mastering by: Nikolas Quemtri
Video-Art Director, Producer, Designer: Damla Topçu
Peki, dinleyicileri karanlık ve yoğun bir müzikal yolculuğa davet eden bu albümü özel kılan nedir?
Empire of Desolation, sadece Illusions Play’in klasik atmosferik doom, melodik death ve yer yer black metal sentezini olması yanında daha sert ve agresif bir yaklaşımı da gözler önüne seriyor. Grubun yıllar süren birikimini, sözsel ve müzikal evrimini yansıtan albümde her bir parça, melankolinin, ruhsal güç ve öfkenin eşsiz bir karışımıyla dinleyicilerini bireysel yolculuklarımızın derinlerine davet ediyor.
Albümde yer alan parçalar:
Morning Dew
The Passage
Empire of Desolation
Last Hours
Under Shining Moon
Unformed Existence
The Spaceless
Under Shining Moon (Radio Edit)
Geçmişin Gölgeleri ve Bugünün Çığlıkları: Empire of Desolation ile zamanda bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?
Illusions Play Empire of Desolation ile geçmiş, bugün ve gelecek arasında bir köprü kurarken, karanlık ve derin müzikal dünyanın kapılarını ardına kadar açıyor. Agresifliğin ve melankolinin yön verdiği melodilerle Illusions Play, dinleyicilerini bir arınma ve keşif yolculuğuna çıkarıyor. Ülkemizde metal müzik adına güzel işler üreten gruplardan Illusions Play’e kulak vermenizi şiddetle tavsiye ediyoruz.
©2024@metaloda
“Her hakkı saklıdır. Kaynak göstermeden alıntı yapılamaz. Başka yerde yayınlanamaz.”